6yaşındaki çocuklarda altına kaçırma nasıl engellenir? +2 oy . 401 göst. 25 Şubat 2022 Diğer kategorisinde BAHAR277 (26 puan) tarafından soruldu. 6 yaşına girdi ama geceleri çok fazla altına kaçırıyor ne yapabilirim acaba veya ne yaptınız
habetkaynağı. bursa görükle'de, çöplerle yığılı bir evde aylarca işkence görmüş olduğu iddia edilen bir çocuk bulunmuş ve uludağ üniveristesi hastahanesine kaldırılmış. haberin kaynağına göre çocuğun durumu hakkında net bilgi yok. allah belanızı versin. aga biz gerçekten bu dünyada cehennemi yaşıyoruz.
Enürezis– Altını Islatma. büyük britanya’da 5 yaşındaki çocuklarda %10 (her 10 çocuktan biri), 8 yaşındaki çocuklarda %4 (her 25 çocuktan biri) ve 14 yaşındaki ergenlerde %1 kadardır. En ülkemizde çocuk psikiyatrisi polikliniklerine yapılan başvuruların en sık nedenleri arasındadır. Ankaradaki çocuk ruh
Gündüzidrar kaçırma, çocuk uyanıkken kontrol edemediği idrar kaçaklarıdır. Bu idrar kaçakları damla damla da olabilir, bulunduğu yeri ıslatacak kadar da olabilir. Bu çocuktan çocuğa farklılık gösterir. 5 yaşında ve daha büyük çocukların, gündüz en fazla 7 defa idrara gitmesi normal olarak kabul edilir. 8 ve daha fazla idrara gitme normal değildir.
25 yaşından itibaren 12 yaşındaki çocuklara uygulanabilen oyun terapisi; çocuklarda var olan travmaları, depresyonu, kaygı ve takıntıları, eğer yaşadıysa cinsel istismarı, tuvaletini kaçırma problemini, uyku ve beslenme problemlerini, duygusal olarak bozuklukları ve düşünce sıkıntılarını ortaya çıkartabilen en
Fast Money. Haberler > İstanbul’da Çocuk Kaçırma Girişimi Flütü Sordu, Bakkalın Dikkati Önledi! - 0928 İstanbul Sultangazi’de yaşanan çocuk kaçırma girişimi, mahalle bakkalının dikkati sayesinde önlendi. Saldırgan, 7 yaşındaki çocuğa elindeki flütü nereden aldığını sorarak yaklaştı ve kendisine de almaları için çocuğu yanında götürmeye çalıştı. Bu sırada mahalle bakkalı olayı fark ederek, saldırganı uzaklaştırdı. Polis yaşanan olayla ilgili soruşturma başlattı. Flüt alma bahanesi ile yaklaştı İstanbul Sultangazi’de 15 Haziran günü meydana gelen olayda, yedi yaşındaki küçük çocuğun yanına gelen şüpheli, elindeki flütü nereden aldığını sordu. Küçük çocuğa, 'Gel bana da alalım' diyerek, çocukla beraber caddeden uzaklaşmaya başlayan şüpheliyi, mahalle marketi fark etti. Bakkalın müdahalesi önledi DHA’da yer alan habere göre; olayı fark eden mahalle bakkalı, şüpheliye kim olduğunu çocuğu para verdiğini de gören bakkal Binali Yıldız, tanıdığı küçük çocuğu koruması altına aldı. Bu sırada şüpheli olay yerinden hızla kamerasına da yansıyan olay sonrasında küçük çocuğun ailesi karakola giderek şikayetçi güçleri şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı. Bu içerik de ilginizi çekebilir
Gece altını ıslatma nedir? Sıklığı ne kadardır? Çocukların çoğu 2-4 yaş arasında idrarlarını hem gece hem de gündüz tutmayı becerirler. Çoğu zaman mesane gelişimindeki gecikmenin bir sonucudur, bu nedenle de yaşla sıklığı azalır. Üç yaşındaki çocukların %40'ı altını ıslattığı halde bu oran 5 yaşında %20'ye, 6 yaşında %10'a düşmektedir. Erkek çocuklar kızlara göre daha sık altını ıslatma sorunu yaşamaktadır. Gece altını ıslatmanın kaç tipi vardır, nedenleri nelerdir? Gece altını ıslatmanın iki tipi vardır. Doğumundan itibaren hiç kuru kalmamışsa primer birincil tip, en az 6 ay kuru kaldıktan sonra altını ıslatmaya yeniden başlamışsa sekonder ikincil tip altını ıslatmadan söz edilir. Altını ıslatan çocukların büyük çoğunluğu birincil altını ıslatma grubunda yer alır. Bazen altını ıslatmaya sık ve acil idrar yapma ihtiyacı duyma gibi bulgular eşlik edebilir. Gece altını ıslatma, nedenlerine göre fizyolojik ve organik olmak üzere iki gruba ayrılarak incelenmektedir. Gece altını ıslatan çocukların büyük bir grubu %90-95'i fizyolojik altını ıslatma grubunda toplanmaktadır. Bu çocukların gece uykuda mesane doluluğunu hissetmelerinin yetersiz, mesane kapasitelerinin küçük ve uyku derinliklerinin fazla olduğu bildirilmektedir. Önemlisi altını ıslatmanın büyük oranda genetik yatkınlığa dayanmasıdır. Anne ve babadan birisinde altını ıslatma öyküsü varsa çocukta % 45, ikisinde birden varsa %77 oranında altını ıslatma sorunu yaşanmaktadır. Aile öyküsü olan olgular iyileşme zamanı bakımından ailelerine benzer bir seyir göstermektedirler. Hangi hastalıklara eşlik eder Altını ıslatan çocukların %2-3'ünden şeker hastalığı, böbrek hastalıkları, mesane hastalıkları gibi sorunlar saptanmaktadır. Olguların %5-10'unda ise altını ıslatmaya sık ve acil idrar yapma ihtiyacı gibi yakınmalar eşlik etmektedir. Bunlar "polisemptomatik altını ıslatma" olarak tanımlanmaktadır. Bu çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu, idrarda bakteri olması, kabızlık ve bazen besin alerjisi saptanmaktadır. Ayrıca son yıllarda halk arasında "geniz eti" olarak bilinen adenoid vegatasyonlu çocuklarda yüksek oranda altını ıslatma görüldüğü ve ameliyat sonrası yakınmalarının geçtiği üzerinde durulmaktadır. Psikolojik sorunlar Genel olarak psikolojik olaylar daha önce söz edilen primer altını ıslatma sorununa yol açmazlar. Bu nedenle de altını ıslatan çocukların büyük çoğunluğunda bir ruhsal sorun aramaya gerek yoktur. Ayrıca kötü çocukların altını ıslattığı gibi ön yargıların geçersiz olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Bir ruhsal sorundan sonra altını ıslatma yaşanıyorsa bu genellikle fizyolojik altını ıslatmanın yeniden ortaya çıkmasıdır. Davranışsal gerilemesi olan çocuklarda gece altını ıslatma yanında okul başarısızlığı, korku gibi ek bulgular vardır ve bunların mutlaka çocuk psikiyatristleri tarafından görülmesi gereklidir. Nasıl yaklaşılmalı Hemen ve önemle belirtmeliyiz ki altını ıslatmanın kendisinden çok, bu çocuklara ailelerin ve toplumun yanlış tutumları zarar vermektedir. Bunların içinde en tehlikelisi "Altına yapan kızını sobaya oturttu" gibi haber başlıklarına konu olan cinsel bölgelere yönelik cezalandırma girişimleridir. Bu tür tutumlar, çocuklar üzerinde etkisi ömür boyu sürecek izler bırakmaktadır. Altını ıslatan çocukların fizyolojik bir gelişme gecikmesi yaşadığı bir tür diş çıkarmanın, konuşmanın gecikmesi gibi ve ailenin temel görevinin çocuğun benlik saygısı zedelenmeden bu sorunu atlatmasını sağlamak olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle altını ıslatan çocukların en geç 6 yaşında konuyla ilgilenen bir çocuk hekimi tarafından değerlendirilmesi ve gerekli incelemeler yapıldıktan sonra bir tedavi planı yapılması gereklidir. Altını ıslatan çocuklarda ne gibi tetkikler yapılmalı Altını ıslatma yakınması ile hekime getirilen çocuklar daha önce söz edilen organik faktörlerin varlığı bakımından incelenmelidir. Bunun için gündüz altına kaçırma, zor idrar yapma, kabızlık, zor ve acil idrar yapma, çok idrar yapma, kafa travması geçirme, idrarla birlikte kaka kaçırma, horlama ve gece ağızdan nefes alma gibi yakınmaların olup olmadığı soruşturulmalıdır. Elde edilen bilgiler ve genel muayene sonuçlarına göre idrar incelemesinden, mesane filmlerine uzanan bir dizi tetkik yapılmalıdır. Altını ıslatan çocukların %97'sinde fiziksel bir neden yoktur. Bu nedenle ayrıntılı bir öykü çoğu zaman fizyolojik altını ıslatmanın olup olmadığı konusunda bilgi verir. Bu noktada altını ıslatan çocukta " küçük mesane" ya da uykudan uyanamama sorunu mu olduğunun aydınlatılması önemlidir. Tedavide kullanılan yöntemler Altını ıslatan çocuklara genel olarak 7-8 yaşına geldiğinde tedavi için girişimlerde bulunulması önerilmektedir. Bu girişimlerin başında çocuğun kendisinin ya da ailesinin gece uyanmasına dönük programlar gelmektedir. Ailenin çocuğu gece uyandırıp tuvalete gitmesini sağlayan program uygulanır. Bu program %90 oranında başarı sağlamıştır. Tedavide alarm kullanımı ve ilaç tedavisi Alarm cihazları çocuk idrar kaçırmaya başlar başlamaz hareket geçen ve böylece çocuğun uyanıp, mesanesini kontrol etmesi konusunda yardımcı olan araçlardır. Bu tedavi ile çocuklarda %70-84 oranında iyileşme sağlanmaktadır. Altını ıslatma tedavisinde uzun yıllardır çeşitli ilaçlar kullanılmıştır .%90'a varan oranda yineleme riski bulunmaktadır. Alt ıslatma çocukluk çağında sık görülen bir sorundur ve ailelerin yanlış tutumlarının sürdüğü bir konudur. Öncelikle altını ıslatan çocukların konuyla ilgilenen çocuk hekimleri tarafından değerlendirilmesi ve ailenin katılımı ile uzun dönemli bir tedavi yaklaşımının denenmesi gereklidir. Temel prensipler Gece kalkıp tuvalete gitme bir hedef olarak kesinleştirilmeli Tuvalete ulaşmak kolaylaştırılmalı Çocuğun kuru kalma sorumluluğunu üstüne almasına yardım edilmeli Yatmadan önceki 2 saat boyunca fazla sıvı alımından kaçınılmalı Kafein içeren içecekler kesinlikle verilmemeli Yatağa girmeden tuvalete gidilmeli Gece kuru kalması için bez bağlanmamalı gece kalkma motivasyonunu olumsuz etkilemektedir Sabah temizliğine çocuğun katılımı sağlanmalı Çocukların benlik saygıları desteklenmeli Ailelere nasıl davranacaklarını anlatan kılavuzlar hazırlanmalı Çocukların hangi günler kuru kaldıkları bir kart üzerine işlenmeli Çocuklar en az ayda bir kez kontrol edilmelidir. Güncelleme Tarihi09/08/2022 Yayınlama Tarihi27/09/2009 Okunma Sayısı204839
Doruk sekiz yaşında ilkokul ikinci sınıfa giden bir çocuktu. Günde en az iki üç kez kakasını kilotuna yapıyor sonra kilotlarını evin değişik yerlerine saklıyordu. Annesi evin içindeki kaka kokusunun artık hiç geçmediğini bu durumdan dolayı eve kimseyi çağıramadıklarını ve tükendiğini ifade tuvalet eğitimi üç yaşında tamamlanmış ve bir yıl kadar sonra Doruk kakasını altına kaçırmaya başlamıştı. O dönemde anne ve babası arasında zaten gergin olan ilişkiler ciddi kavgalara dönüşmüştü ve bir kaç kez Doruk anne ve babasının şiddetli kavgasına tanık olmuştu. Bu kavgalar anne ve babasının boşanması ile sonuçlanmıştı. Boşanma sonrasında anne bulundukları şehirden ayrılıp kendi ailesinin olduğu şehre taşınmaya karar vermiş ve Doruk bunu hiç istememişti. Hem babasından hem de alıştığı okuldan arkadaşlarından ayrılmak istemiyordu. Ama anne kararlıydı ve taşındılar. Doruk’un annesiyle zaten çok gergin olan ilişkisi bu dönemde daha da kötüye gitmeye başladı. Doruk annesine “Hep senin dediklerin oluyor, benim isteklerimi önemsemiyorsun, seni sevmiyorum” diyor ve annenin hemen tüm isteklerine karşı geliyordu. Kaka kaçırmaları da bu dönemde daha da artarak anne için dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Anne buna karşılık bilgisayarı ve tüm oyuncakları kaldırmaktan, çok çeşitli ödüllere kadar her yolu denemiş ama sonuç alamamıştı. Doruk’un annesi titiz bir insandı, onun için evin kötü kokması olabilecek en kötü durumlardan birisiydi ve Doruk bunu çok iyi biliyordu. Bir anlamda bu tutumu ile anneden intikam alıyordu. Annesinin tanımlamasına göre Doruk kaka kaçırma dışında oldukça inatçı, isteklerinin yerine hemen gelmesini isteyen, oyuna çok düşkün, yaşından küçük davranışları olan ve hırçın bir çocuktu. Anneye Doruk’un olumlu özellikleri sorulduğunda bir şey bulmakta zorlandı ve “Son zamanlarda onunla baş etmekte o kadar zorlanıyorum ki olumlu bir yanını göremez oldum” şeklinde verdi. Annenin ruhsal durumu da iyi değildi. Boşanma, şehir değişikliği ve Doruk’un sorunları onu tükenme noktasına getirmişti. Kolayca öfkeleniyor, Doruk’u dövüyor ve sonra da derin bir pişmanlıkla uzun süre ağlıyordu. Doruk’la birlikte oldukları her dakika çatışmayla geçiyordu. Annenin de bir psikiyatristle görüşmesi sağlandı. Bu görüşmeden sonra anneye depresyon tanısıyla ilaç tedavisi ve psikoterapi başlandı. Tedavi için öncelikle annenin Doruk’la olan ilişkisini olumlu bir zemine oturtmak gerekiyordu. Annenin terapisiyle birlikte Doruk’a oyun terapisi başlandı. Doruk ilk seanslarda oyundaki tüm figürleri birbiriyle kavga ettiriyor ve herkesi başka bir yere gönderiyordu. Bu dönemde baba ile de görüşme ayarlandı. Baba şehir dışından onbeş günde bir geliyor ve Doruk’la iki gün geçiriyordu. Ama zaman zaman geliş gidişleri aksıyor, babanın gelmediği haftalarda Doruk daha da hırçın oluyordu. Babayla Doruk’un ilişkileri daha sıcaktı. Babaya göre Doruk bazen inatlaşsa bile iyi bir çocuktu, yaratıcıydı, sevecendi. Doruk babasıyla birlikte olduğu günlerde kaka kaçırmıyor ya da çok nadir kaçırsa bile bunu babadan gizleyebiliyordu. Babaya göre Doruk’un hiçbir sorunu yoktu, sorun boşanmaları ve ayrı bir şehre taşınmalarıydı. Babası boşanma konusunda Doruk’la konuşurken bunu annen istiyor şeklinde açıklamıştı. Bunu “Doruk benden nefret etmesin diye yaptım” diyen baba şimdi bu durumun Doruk’a ne kadar zarar verdiğini görüyordu. Zamanının önemli bir bölümünü anne ile geçirmekte olan Doruk için anneyle ilişkisi çok önemliydi. Bu görüşmeden sonra babası Doruk’la boşanma konusunda yeniden konuştu ve buna her ikisinin birlikte karar verdiklerini açıkladı. Hem anne hem baba birbirleri hakkında olumsuz konuşmalar yapmayı bıraktılar. Baba Doruk’la olan görüşmelerinin daha düzenli olabilmesine özen göstermeye başladı. Terapi süreci devam ederken anne kendini biraz daha güçlü ve daha sakin hissetmeye başladığını söyledi. Bu noktada Doruk’la birlikte her gün belirli bir süre özel zaman geçirmeleri önerildi. Bu süre içinde her ikisi için keyifli olabilecek oyunlar, etkinlikler yapmaya başladılar. Doruk’un kaka kaçırmaları devam ediyordu ama anneye bunun için zamana gereksinimimiz olduğu, öncelikle ilişkiyi tamir etmemiz gerektiği açıklandı. Anne için bu durumun bir gün biteceğini umut etmek bile yeterliydi. Artık Doruk’a vurmuyor, daha sabırlı daha sakin olabiliyordu. Bu dönemde Doruk’un oyun seanslarındaki kavgalar da azalmaya başladı. Doruk ev eşyalarını eve yerleştirmeye çalışıyor ama her seferinde o kadar karmaşık yerleştiriyordu ki ev tümüyle yıkılıyordu. Ama Doruk yine aynı eşyalarla aynı evi yeniden inşa etmeye çalışmaktan vazgeçmiyordu. Kendi evinin de aynı bireylerle yeniden kurulmasını istiyordu. Henüz boşanma sürecini içine sindirememişti. Boşanmayı kabullenebilme süreci hem anne baba için hem de çocuklar için bir yıla kadar uzayabilen bir süreçtir. Tedavinin başlamasından üç ay kadar sonra Doruk’un kaka kaçırmaları azalmaya başladı, bundan bir iki ay sonra da tamamen bitti. Doruk yaz tatili için babasının yanına gittiğinde annenin en büyük korkusu dönüşte aynı sorunların tekrar başlaması, Doruk’un kendisinden uzaklaşmasıydı. Ama öyle olmadı tatil dönüşü İlk cümlesi “Anne seni çok özledim” olan Doruk biraz durgun olmakla birlikte kaka kaçırmayan, uyumlu bir çocuktu. TARTIŞMA Kaka kaçırma Enkoprezis dört yaş üzeri çocuklarda dışkının kontrol edilemeyerek giysilere ya da uygunsuz herhangi bir yere kaçırılmasıdır. Bir çocuk dört yaşını doldurmuş ve en az 3 ay süreyle ve ayda en az 1 kez kaka kaçırıyorsa bu tanıyı alır. Ama öncelikle bu duruma neden olabilecek bedensel başka bir hastalığın olup olmadığının araştırılması gerekir. Kaka kaçırma nörolojik, bilişsel ve fiziksel gelişme gerilikleri, anal ya da rektal dışa atım dinamiklerindeki bozukluklar gibi organik nedenlerle ortaya çıkabilir. Organik bir neden yokken gelişen kaka kaçırmalar psikiyatrik açıdan değerlendirilir. Yukarıda tanımlanan olgu organik nedenler araştırıldıktan sonra psikiyatrik açıdan ele alınmaya karar verilmiştir. Kaka kaçırmaların bazılarında yetersiz ve tutarsız tuvalet eğitimi nedeniyle baştan beri düzenli dışkılama ve dışkıyı tutma alışkanlığı kazanılamamıştır. Annenin temizlik ve titizliğe aşırı önem vermesi, dışkılama eğitiminin çok baskılı bir yöntemle uygulanmış olması ve çocuğun anne ile inatlaşma sürecine girmesi de kaka kaçırmalara neden olabilir. Kaka kaçıran çocuklar yukarıda tanımlanan Doruk örneğinde olduğu gibi genellikle yaşlarından küçük davranan, çevreyle uyumlu ilişki kuramayan, bağımlı ve inatçı çocuklardır. Bazı çocuklar tuvalete gitmeye direnir, dışarıda ya da evde oyun oynarken dışkılama ihtiyacı duysa bile bunu son ana kadar erteler ve çamaşırına kaçırır. Bu çocuklarda dışkılama için belirli bir düzen oturtabilmek sorunun çözümüne yardımcı olur. Bunların dışında çocukta gerginlik yaratan durumlar aile içi çatışmalar, boşanma, kardeş doğumu, anneden ayrılık, hastaneye yatma, anaokuluna başlama vb kazanılmış olan dışkılama düzeninde gerilemeye neden olabilmektedir. Doruk’un kaka kaçırmaları anne ve babasının şiddetli kavgalarıyla birlikte başlamış, boşanma ve şehir değişikliği ile birlikte aşırı boyutlara ulaşmıştı. Kaka kaçırma erkek çocuklarda kızlara göre daha sık görülür. Beş yaşındaki çocukların %1’inde bu sorunun olduğu düşünülmektedir. Kaka kaçırmanın kabızlıkla birlikte olan ve kabızlığın olmadığı iki farklı tipi vardır. Kabızlığın olduğu, taşma şeklinde kaçırma olan türde çocuk dışkısını uzun süre tutar, kabızlık çeker. Dışkı tipik olarak az şekillenmiştir, gündüz ve gece sürekli akış tarzında kaçırma olur. Tuvalete oturduğunda çok az miktarda dışkılama olur. Kabızlıkla birlikte görülen kaka kaçırmada fizyolojik olarak dışkıyı tutamamanın sonucu bağırsak içeriğinin birikmesine bağlı olarak kaçırma ve uygunsuz yerlere dışkılama şeklinde görülür. Kabızlığa neden olabilecek beslenme alışkanlıkları, ebeveyn-çocuk arasındaki tuvalet eğitimi çatışması ya da ağrılı dışkılama nedeniyle dışkının tutulması bu tür bir kaka kaçırmaya neden olabilir. Kabızlığın olmadığı tipte ise fizyolojik bağırsak kontrolü normal olmasına rağmen uygun yerlere dışkılamayla ilgili kurallara karşı isteksizlik, direnç ve başarısızlık vardır. Dışkı normal yapı ve kıvamdadır. Kirletme aralıklıdır. Dışkı tuvalet dışında yerlere bırakılır. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, karşı gelme bozukluğu, davranım bozukluğu, idrar kaçırma ve masturbasyon, kaka kaçıran çocuklarda soruna eşik edebilmektedir. Enkoprezise eşlik eden hiperaktivite oranı .4 olarak bildirilmektedir. Enkoprezisi olan çocuklarda bozukluğa bağlı sosyal etkinliklerden kaçınma, özgüvende azalma gibi sorunların yanı sıra, bulaştırdıkları çamaşırlarını saklama gibi davranışlarda gelişebilmektedir. Tedavide öncelikle gereksiz baskıların kaldırılması, aşırı titiz tutumdan vazgeçilmesi gerekir. Çocukla olumlu bir ilişkiye girdikten sonra dışkılamayı düzene sokmak kolaylaşır. İdrar kaçırmada olduğu gibi takvim tutma yararlıdır. Çocuğun tedaviye aktif olarak katılımını sağlar. Haftalık kontrollerde kaka kaçırılmayan günler çok ise ödüllendirilir. Kararlı bir tutumla günde iki-üç kez, belirli aralıklarla tuvalete oturtmak gerekir. Dışkılama olmasa bile her gün aynı saatte özellikle de yemeklerden sonra tuvalete oturmak bir sure sonra o saatlerde dışkılamanın olmasını sağlar. Kabızlık var ise yine düzenli dışkılama ve yanı sıra dışkıyı yumuşatacak ilaçlar ve liften zengin diyet önerilir. İlaç tedavisinin faydalı olduğu olgular vardır. Çocuğun ve ailenin özelliklerine göre bazen çocuğun bireysel terapisi, oyun terapisi ya da aile terapisi gerekebilir. Doruk için oyun terapisi, anne baba ile görüşmeler, annenin bireysel terapisi birlikte uygulandı ve kaka kaçırmalar sonlandı.
- 1706 Güncelleme - 1711 Altına kaçırma problemini 14 yıldır yaşayan 19 yaşındaki Necmettin Erbakan Üniversitesi NEÜ Meram Tıp Fakültesi Hastanesinde yapılan operasyonun ardından sağlığına kavuştu Altına kaçırma problemini 14 yıldır yaşayan 19 yaşındaki Necmettin Erbakan Üniversitesi NEÜ Meram Tıp Fakültesi Hastanesinde yapılan operasyonun ardından sağlığına kaçırma sorunu şikayetiyle Meram Tıp Fakültesi Hastanesine başvuran 19 yaşına kadar birçok hastaneye gittiğini ancak tedavi olamadığını söyledi. Zor bir okul dönemi geçirdiğini anlatan şöyle devam etti "İdrar kaçırma sorunu, toplumda az görülen bir rahatsızlık olduğu için utanıyorsunuz ve kimseye sorununuzu anlatamıyorsunuz. Psikolojik olarak büyük sıkıntılar çektim. Meram Tıp Fakültesinde konulan teşhisin ardından ameliyat oldum ve sorunlarım ortadan kalktı. Şimdi ben de diğer insanlar gibi normal bir hayat yaşayabiliyorum. Doktoruma çok teşekkür ediyorum." HASTALIĞIN ADI EKTOPİK ÜRETERNEÜ Meram Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Müslim Yurtçu, idrar tahlili, ultrason ve emar ürografi yapılan "ektopik üreter" teşhisi konulduğunu ifade insanlarda her iki böbrekten idrar torbasına giden iki ayrı yol olduğunu fakat böbreklerinden idrar torbasına giden üçüncü bir kanalı tespit ettiklerini aktaran Yurtçu, şöyle konuştu "Biz, bunlara 'üreter' diyoruz ama bizim hastamızda sağ böbrekten 2 adet 'üreter' yol olduğu ortaya çıktı. Bunlardan bir tanesi, normal olarak idrar torbasına açılırken diğeri ise direk genital bölgeye açılıyordu. Bu idrar kaçırma da saat başı bir pet şişeyi dolduracak kadar fazlaydı. Bu nedenle hastamız, gündelik hayatında toplum içerisine çıkmakta sıkıntı çekiyordu." 20 BİNDE 1 KİŞİDE RASTLANIYORYurtçu, tanıyı koyduktan sonra ameliyatla genital bölgeye açılan ektopit üreteri mesaneye bağladıklarını belirterek şunları kaydetti "Bu ameliyatın sonucunda hastamızın şikayeti, tamamen ortadan kalktı. Şu anda hastamız, idrarını tutabiliyor ve kaçırma olmuyor. Bu rahatsızlık, 20 binde 1 görülen bir vakadır. Tanısı ise ancak ciddi bir tetkik ve araştırmayla ortaya konulabilir." AA
Bütün çocuklar altını ıslatabilir, 5 yaş üstü çocuklarda sık görülen gece alt ıslatma sorunu çoğunlukla genetik nedenlidir. Ama 3 ayda haftada 2 kereden fazla alt ıslatma varsa, bir günde 7’den fazla sayıda idrara çıkıyorsa, tuvalete koşarak ya da son dakika gidiyorsa çocuğun tedavi olması gerekebilir. Gece altını ıslatan çocukların yüzde 3’ü civarındakilerde böbrek ve idrar yollarına ait doğuştan bozukluklar, böbrek hastalıkları, gizli bel kemikleri açıklıkları spina bifida, şeker hastalığı, sara hastalığı, parazitler, besin alerjileri gibi bu duruma neden olan başka hastalıklar saptanır. Gece Alt Islatma Problemi Gece altını ıslatan çocukların bir kısmı kendiliğinden düzelecektir ancak çocuğa ve aileye sıkıntı vermesi, çocuğun kendine güvenini azaltabilmesi, birlikte başka davranış ve duygulanım sorunlarının olabilmesi nedeniyle tedavi önerilir. Liv Hospital Çocuk Cerrahisi ve Ürolojisi Kliniği’nde tedaviye başlamadan önce uzman ve gece altını ıslatma konusunda tecrübeli bir hekim tarafından çocuğun detaylı fiziksel muayenesi yapılır, idrar kaçırmaya yol açabilecek diğer tüm nedenler gözden geçirilir. 5 yaşın üzerindeki çocukların haftada en az iki kez olmak üzere gece uykusu sırasında farkında olmadan idrar yapmasına gece alt ıslatması denir. Sağlıklı çocuklar da uyku öncesi aşırı sıvı aldıklarında gece idrar kaçırabilirler. Ancak, bu olayın bir rahatsızlık olarak düşünülüp tedavi etme kararının verilebilmesi için 3 ayda haftada 2 kereden fazla olması gerekir. Gece altını ıslatma iki çeşittir. Baştan beri varsa birincil primer altını ıslatma, rahatsızlık sonradan ortaya çıkmışsa buna da ikincil sekonder altını ıslatma Neden Gece Altını Islatırlar? Gece altını ıslatma çoğu zaman mesane idrar torbası gelişimindeki gecikmenin bir sonucudur. Bu nedenle de yaş ilerledikçe sıklığı azalır ve erkek çocuklarda kız çocuklara oranla daha sık görülür. 3 yaşındaki çocukların yüzde 40’ı altını ıslatırken bu oran 5 yaşında yüzde 20’ye ve 6 yaşında yüzde 10’a düşer. Gece altını ıslatma büyük oranda genetik yatkınlığa dayanır. Anne ve babadan birisinde altını ıslatma öyküsü varsa çocukta yüzde 44, ikisinde birden varsa yüzde 77 oranında altını ıslatma sorunu yaşanır. Genel olarak psikolojik olayların sık görülen birincil gece altını ıslatma sorununa yol açmadığı gerçeği bu çocukların büyük çoğunluğunda bir ruhsal sorun aramaya gerek olmadığını ortaya koymuştur. Gece altını ıslatan çocukların yüzde 3’ü civarındakilerde böbrek ve idrar yollarına ait doğuştan bozukluklar, böbrek hastalıkları, gizli bel kemikleri açıklıkları spina bifida, şeker hastalığı, sara hastalığı, parazitler, besin alerjileri gibi bu duruma neden olan başka hastalıklar Islatma Sorunu Nasıl Tedavi Edilir? Altını ıslatan çocuğa bez bağlamak çocuğun bu durumdan rahatsız olma durumunu ortadan kaldırır ve hiçbir zaman alt ıslatma bez bağlayarak ortadan kalkmaz. Gece altını ıslatan çocukların bir kısmı kendiliğinden düzelecektir ancak çocuğa ve aileye sıkıntı vermesi, çocuğun kendine güvenini azaltabilmesi, birlikte başka davranış ve duygulanım sorunlarının olabilmesi nedeniyle tedavi önerilir. Tedaviye başlamadan önce uzman ve gece altını ıslatma konusunda tecrübeli bir hekim tarafından çocuğun detaylı fiziksel muayenesi yapılmalı, idrar kaçırmaya yol açabilecek diğer tüm nedenler gözden Gece Altını Islatan Çocuğa Ne Yapmalı? Tedavinin başarılı olmasının ilk şartı aile, çocuk ve hekim arasında tam bir iş birliğinin olmasıdır. Ana prensip çocuğa güven vererek suçluluk hissini ortadan kaldırma ve mümkünse olayı çocuğun sahiplenmesini sağlamaktır. Öncelikle denenmesi gereken çocuğun kendisinin veya ailesinin gece uyanmasına dönük programlardır. Önce çocukların kendiliğinden uyanması denenir, bu mümkün olmuyorsa ailenin çocuğu gece uyandırıp tuvalete gitmesini sağlayan program uygulanır. Ailenin desteği ile beraber motivasyon tedavisi ve ilaç tedavisi beraber uygulanırsa bu çocuklarda tedavide başarı oranı yüzde 70–80’leri bulur. İlaç tedavisinin en önemli dezavantajı ise tedavi kesildikten sonra rahatsızlığın yüksek oranda tekrar riski bulunmasıdır. Bu nedenle son yıllarda alarm ve ilaç tedavisinin birlikte kullanılması önerilir. Alarm cihazları çocuk idrar kaçırmaya başlar başlamaz çocuğu uyandırarak, mesanesini kontrol etmesine yardımcı olan araçlardır. Alarm tedavisine de en az 3 ay devam etmek gerekir ve bu tedavi ile çocuklarda yüzde 85’lere varan iyileşme sağlanır. Alarm tedavisi sonunda tekrarlama riski ise oldukça Islatma Belirtileri Nelerdir? • Gece altını ıslatma hiç altını ıslatmamış bir dönemden sonra ani olarak başladıysa, • Gündüz de altını ıslatıyorsa, • Kabızlık ya altının kirlenmesi de mevcutsa, • İdrar yaparken ağrı duyuyorsa, • Bir günde 7’den fazla sayıda idrara çıkıyorsa • Tuvalete koşarak ya da son dakikada gidiyorsa, • İşeme sayıları haftada 2 den fazla ve gecede 1 den fazla ise, • Gece içinde işemesi az miktarda ancak fazla sayıda ise
14 yaşında çocuğun altına kaçırma