Prostatmuayenesi nasıl yapılır? Prostat muayenesi parmakla makattan yapılır. Yatalak hastalar ya da hareket edemeyen hastalarda sırt üstü yapılabileceği gibi genellikle hasta ayakta ya da diz-dirsek pozisyonunda muayene yapılmaktadır.
Prostat Kontrolü Nasıl Yapılır?. Safranbolu otobüs bileti.Fakat. Transrektal Ultrason ve Biyopsi: Prostat incelemesinde Transrektal (makat yolu ile) ultrason, karından yapılan ultrasona göre daha hassas. Çekiliş nasıl yapılır Çekiliş nasıl yapılırDaha sonra hastanın makat.
Tablo1: Gleason derece ve toplam skoruna göre Prostat Kanseri hastalığının gelişme ve ilerleme hızının değerlendirilmesi yapılmaktadır. Tabloda bu skorlar Resim-9’daki renklendirmelerle benzer nitelikte renklendirilerek daha kolay anlaşılması sağlanmak istenmiştir. Prof. Dr. Tibet Erdoğru. dr@tibeterdogru.com.
Greenlight lazer ile prostat ameliyatı iyi huylu prostat büyümesinde kullanılan bir diğer lazer yöntemidir. 180 watt Greenlight cihazı önceki cihazlardan (80 watt ve 120 watt) çok daha etkili ve hızlıdır. 30-150 gram arası prostat büyümeleri bu yöntemle tedavi edilebilir. Bununla birlikte 120 gram üstündeki prostat
HoLEP Teknolojisi İle Prostat Ameliyatı Nasıl Yapılır? Üroloji bölümünde lazer teknolojisinin yaygın olarak kullanılması, HoLEP teknolojisinin önünü açmıştır. HoLEP teknolojisi ile uygulanan prostat büyümesi ameliyatı, spinal anestezinin (belden aşağısının uyuşturulması) yeterli görüldüğü bir operasyondur.
Fast Money. Prostat kanserinin erken teşhisi için 40 yaş üstü her erkek muayene yaptırmalı. Prostat, erkek üreme sisteminin önemli bir organı. Prostat kanseri ise prostatta ortaya çıkan üstelik erkeklerde en sık görülen kanser türü. Abone ol Prostat kanserinin erken teşhis edilebilmesi için 40 yaşın üstündeki her erkeğe tarama yaptırması öneriliyor. Nedeni ise, yaş ilerledikçe prostat kanseri görülme sıklığının artması. Prostat kanseri riskine karşı, sigara ve alkolden uzak durmak, sağlıklı ve yağsız gıdalar tüketmek ve oturarak idrar yapmak öneriliyor. Prostat Kanseri Nedir? Prostat, mesanenin altında, rektumun önünde yerleşmiş büyüklüğü ceviz kadar olan bir beze verilen isim. Prostat, erkek üreme sisteminin önemli bir organı. Prostat kanseri ise prostatta ortaya çıkan üstelik erkeklerde en sık görülen kanser türü. Prostat Kanseri Belirtileri Nelerdir? Prostat kanseri genelde erken evrede herhangi bir belirti vermiyor. Bazı hastalarda; idrar yapmada güçlük, gecede iki veya daha fazla idrara kalkma, kesik kesik işeme gibi tıkanmaya bağlı bulgular, idrarda veya menide kan, idrar yaparken yanma hissi gibi belirtiler görülebiliyor. Ancak bu belirtiler iyi huylu prostat büyümesinden ve idrar yolu enfeksiyonundan da kaynaklanabiliyor. Hastalığı çok ilerlemiş kişilerde nadiren görülen ilk bulgu, bel ve sırt ağrısı olabiliyor. Bu hastalarda ağrı, prostat kanserinin kemiğe yayılmasına bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Prostat muayenesi 40 yaşın üstündeki her erkekte prostat kanseri için muayene yapılması öneriliyor. PSA Prostat Spesifik Antijen, denilen kan alınarak bakılan hassas bir test ve parmakla rektal inceleme yöntemi muayenede kullanılıyor. PSA nedir prostat testi Prostat Spesifik Antijen PSA, prostat bezindeki hücreler tarafından üretilen bir protein. PSA testi ile, kişinin kanındaki PSA seviyesi ölçülüyor. PSA seviyesi her erkekte ölçülebilir bir değerde bulunuyor. PSA’nın eşik değerlerin üstüne çıkması, aslında prostat dokusunda salgılanan PSA’nın kana karışma oranının arttığını gösteriyor. Bunun en önemli nedeni; prostat kanseri. Ancak kanser, tek neden değil. Bazen prostatit denilen prostatın iltihabi hastalıklarında ve iyi huylu prostat büyümesinde de aynı sonuçlar alınabiliyor. Prostat muayenesi Parmakla Rektal İnceleme PRİ prostat hastalıklarının değerlendirilmesinde en önemli muayene yöntemi olarak kabul ediliyor. Bu muayene şeklinde hekim bir eldiven giyerek hastanın rektumundan prostatın arka yüzünü muayene ediyor. Hiçbir radyolojik görüntüleme yöntemi PRİ’nin yerini tutamıyor. Transrektal Ultrason ve Biyopsi Prostat incelemesinde Transrektal makat yolu ile ultrason, karından yapılan ultrasona göre daha hassas. Fakat PRİ’nin yerini tutamayacağı için rutin incelemede kullanılmıyor. Hekimler tarafından en önemli kullanım alanı, prostat biyopsisi.
Prostat Nedir? Prostat organı erkeklerde bulunan, idrar kesesinin sonunda, idrar yapma kanalını saran, aslında erkek üreme sisteminin bir parçası olan, ceviz büyüklüğünde bir bezdir. Prostat spermleri taşıyan sıvıyı salgılar. Aynı zamanda üretra adı verilen, idrarın vücuttan atılmasını sağlayan kanalı da sarmalar. Prostat Büyümesi Nedir, Prostat Büyümesi Neden Olur? Prostat, erkeklerde mesane çıkım bölgesinde yer alan ve içinden idrar kanalının geçtiği bir organdır. Prostatın 50 yaş öncesi erkeklerde yaklaşık 20 ila 30 mililitre arasında bir hacme veya diğer ifade ile 20-30 gram ağırlığa sahip olması beklenir. Prostat organı hormonların etkisiyle yaş ilerledikçe az veya çok büyür. Bazı erkeklerde bu büyüme minimal düzeyde kalırken, bazılarında prostat yüzlerce grama ulaşabilir. Prostatın büyümesi sağlıklı erkeklerde kaçınılmaz bir durumdur denebilir. İçinden geçen idrar kanalını tıkayıp idrarla ilgili problemlere yol açmadığı sürece veya içinde kanser hücresi barındırmadığı sürece, prostatın büyümesini yaşlanmanın tabii bir sonucu gibi düşünebiliriz. Fakat büyüme ile beraber ortaya çıkan idrar sorunları özellikle 50 yaşın üstündeki erkeklerde bir hastalık tablosuna yol açabilmektedir. Prostatın büyümesi için iki temel sebep; yaşlanma ile birlikte ortaya çıkan bir takım biyolojik değişikliklerin ve erkeklik hormonlarının prostat üzerindeki uyarıcı etkisidir. Ailesel yatkınlık gibi başka sebepler de sayılabilir. Sonuç olarak, prostat büyümesi kişiye özel birçok faktöre bağlı ortaya çıkar ama yaşla beraber etkisini göstermeye başlar. Bunu, kişinin saçlarının dökülmesine ya da ağırmasına benzetebiliriz; az ya da çok her erkekte ortaya çıkabilir, ilerleyişi kişiden kişiye farklılık gösterir, herkesin kendi bedenine özgü sebepleri vardır, ailesel yatkınlık etkili olabilir, tek bir nedene bağlamak doğru olmaz, ve kayda değer bir önleyici yöntemden bahsedilemez. İyi Huylu Prostat Büyümesi Nedir? İyi huylu prostat büyümesi prostat dokusunun kanserleşme olmadan büyümesi anlamına gelir. Kanser olmadığı için, başka organlara dağılma-yayılma ve bu açıdan ölümcül olma riski yoktur; fakat idrar kanalını tıkayacağı için idrar yapmakla alakalı zorluklara neden olacaktır. Daha da önemlisi, mesanenin ve böbreklerin fonksiyonlarını bozabilecektir. Prostat Büyümesi Belirtileri Nelerdir? Prostatın büyümesi her zaman belirtiye yol açmaz. Fakat belirti verdiğinde, merkezinden geçen idrar kanalının tıkamasına bağlı şikayetler ortaya çıkar ve idrar yapmak ile ilgili sorunlar belirir. Hastalığın erken dönemlerinde aniden sıkışma, sık idrara çıkma ihtiyacı, idrarı erteleyememe gibi şikayetler yaygın olarak görülürken zaman geçtikçe idrar yaparken zorlanma, kesik kesik işeme, gündüz ve gece çok idrara çıkma, idrar yaptıktan sonra damlatma ve idrarı tam boşaltamama gibi belirtiler görülecektir. Tablo çok ilerlerse, hasta idrarını hiç yapamaz hale gelip sondaya muhtaç kalabilir. Bu belirtilerin prostatı büyüyen her erkekte görülmesi gerekmez ve görüldüğünde de herkeste aynı şiddette olmaz. Belirtilerin şiddeti ile prostatın büyüklüğü arasında doğrudan bir bağlantı olmayabilir; kimi zaman küçük hacimli bir prostatta şiddetli belirtiler görülürken, kimi zaman çok büyük hacimli prostatlarda ciddi bir belirti ortaya çıkmayabilir. Her hastayı kendi şartlarında değerlendirmek gerekir. Prostatın büyüme hızı, ortaya çıkan belirtilerin şiddeti ve bu belirtilerin ilerleme hızı kişiden kişiye değişir. Bazı hastalarda belirtiler zaman içinde azalabilse veya sabit kalabilse de, çoğu kez şikayetler artmaya devam edecek ve şiddetlenecektir. Prostatın Olması Gereken Normal Boyutları Nedir? Genel olarak prostat 20'li yaşlardan itibaren 10-20 mililitre civarında, 40'lı yaşlardan itibaren ise 20-30 mililitre civarında ölçülür. Prostat büyümesine bağlı belirtilerin ortaya çıktığı kişilerde, kesin bir kural olmamakla beraber, genelde 30-40 gramı geçmiş prostatları görürüz. Prostatın boyutu için “normal-anormal” sınıflandırması doğru olmayacaktır, mühim olan prostatın büyüklüğünden çok idrar kanalını ne kadar tıkadığı ve bu büyümenin iyi huylu mu kötü huylu mu olduğudur. Prostat Büyümesi Tanısı Nasıl Konur? Prostatın büyüyüp büyümediği, üroloji uzmanının el ile ve ultrason ile yapacağı muayene sonucunda ortaya çıkacaktır. Fakat prostatın kaç gram veya mililitre olduğundan daha önemli olan, idrar yolunu ne kadar tıkadığı ve bu büyümenin iyi huylu mu kötü huylu mu olduğudur. İdrar yolunun tıkalı olup olmadığını anlamak için idrar akım ölçümü üroflovmetri testi yapılır. İyi huylu prostat büyümesini prostat kanserinden ayırmak için ise, el ile prostat muayenesi ve PSA denilen bir kan testi yardımcı olmaktadır. Prostat Büyümesi Tedavisi Nasıl Yapılır? Kişinin idrarla ilgili şikayetlerinin iyi huylu prostat büyümesine bağlı olduğu anlaşıldıktan sonra, belirtiler tedaviyi gerektirecek düzeyde ise, öncelikle çeşitli ilaçlarla prostatın gevşetilmesi ve bazen de küçültülmesi sağlanır. Bu sayede idrar kanalı rahatlar ve hastanın idrarını rahatça yapabilmesi mümkün olur. Tedavi sadece hastanın idrarının rahatça yapabilmesini değil, aynı zamanda prostattaki tıkanıklık sebebiyle zorlanmaya başlayan mesanenin de rahatlamasını sağlar. Böylece, mesanenin ve sonraki zamanlarda böbreğin kalıcı ve ilerleyici şekilde hasar görmesi önlenmiş olur. Hastaların bir kısmında ilaç tedavisine rağmen prostat büyümesi devam edecek ve belirtiler şiddetlenecektir. Bu durumda hastaya, prostatın oluşturduğu tıkanıklığı gidermek için ameliyat yapılması gerekir. Bu ameliyatta prostatın büyüyerek idrar kanalına baskı yapan bölümünün temizlenmesi ve idrar yolunun açılması amaçlanır. Bu ameliyat çoğu kez endoskopik/kapalı yöntem ile, dış idrar kanalından ilerletilen aletleri kullanarak, prostat iç kısmının traşlanıp idrar yolunun açılması şeklinde uygulanır. İyi huylu prostat büyümesi için yapılan bu ameliyatın prostat kanseri için yapılan radikal prostatektomi ameliyatı ile karıştırılmaması gerekir. İyi huylu büyüme için yapılan ameliyatlarda prostatın sadece idrar yolunu tıkayan kısmı temizlenirken, prostat kanserinde prostat organına dair bütün dokuların vücut dışına çıkarılması amaçlanır. İyi huylu büyüme ameliyatında prostatın idrar kanalına uzak kalan dış bölgesi hastada bırakılacağı için, bu bölgelerde bilahare kanser gelişme ihtimali yine herkeste olduğu kadar söz konusudur. Hastanın bu açıdan takibi ayrıca devam ettirilmelidir. İyi Huylu Prostat Büyümesi Tedavi Edilmezse Ne Olur, Ne Gibi Sorunlara Yol Açabilir? İyi huylu prostat büyümesi tedavi edilmediğinde hem hastanın idrar ile ilgili şikayetleri iyice artacaktır, hem de, daha önemlisi, mesanenin ve böbreklerin fonksiyonları geri-dönüşü olmayacak şekilde bozulabilecektir. İhmal edilmiş ve ilerlemiş prostat büyümesi, hastanın hiç idrar yapamayarak idrar sondasına mecbur kalmasına yol açabilir. İhmal edilmiş prostat büyümesi, ayrıca idrarda kanamalara, idrar yolunda tekrarlayan enfeksiyonlara ve mesanede taş oluşumuna neden olabilecektir. Her büyüyen prostat sorun oluşturmaz. Özellikle kanserleri prostatın dışına doğru büyüdüğü için erken belirti vermez. Daha sık görülen iyi huylu büyümeleri ise büyüme yeri ve yönüne göre erkekte çeşitli sorunlara sebep olabilir. Öncelikle problem yaratan büyümüş prostatın içinde kanser olup olmadığını anlamak gerekir. İkinci olarak büyümüş organın tedavisinin gerekip gerekmediğini belirlemek şarttır. Bu amaçlarla prostatın parmakla muayenesi, idrar tahlili, kanda PSA tayini, idrar akımının ölçülmesi ve idrar yollarının ultrasonografi ile görüntülenmeleri gerekir. Kanser şüphesi olan kişilerde biyopsi parça alma tanıyı kesinleştirmek için şarttır. Özellikle geceleri olmak üzere sık idrara çıkma, Ani idrar yapma isteği, Ikınarak idrar yapma, Ağrı veya yanma, Mesaneyi tam olarak boşaltamama hissi, Damlama veya kaçırma, İdrar akımında zayıflama Ayakta İdrar Yapmak Prostatı Etkiler mi? Bu soru sıkça sorulur çünkü ayakta idrar yapmanın prostat büyümesine neden olduğu yönünde halk nezdinde geniş bir kabul vardır. Halbuki prostatın büyümesi idrarın ayakta ya da oturarak yapılmasından tamamen bağımsız bir süreçtir. Ayakta idrar yapmanın prostatı büyüttüğünü söyleyemeyiz, fakat prostat büyümesi nedeniyle idrarla ilgili şikayetleri başlamış olan kişilerde, ayakta veya oturarak idrar yapmak o kişinin mesanesini tam ve etkin bir şekilde boşaltmasını etkileyebilir. Çoğu kişide oturarak işemek, mesanenin baskı ile sıkıştırılması ve karın kaslarının daha belirgin katkı sağlaması sayesinde, idrar torbasının daha iyi boşaltılmasını sağlayabilir. Öte yandan ayakta idrar yaptığında idrar kesesini daha iyi boşaltılabilen hastalarla da karşılaşabilmekteyiz. Sonuç olarak, ayakta ya da oturarak işemek prostat büyümesi ile ilgili gidişatı etkilemez, fakat prostat büyümesine bağlı ortaya çıkan idrar şikayetlerini, mesanenin boşaltılmasını etkilemek suretiyle, olumlu ya da olumsuz yönde değiştirebilir. İyi Huylu Prostat Büyümesi Prostat Kanseri İle İlişkili midir? Prostat büyümesinin ve kanserleşmenin birbirinden bağımsız olduğunu söyleyebiliriz; büyüme olmadan kanser, kanser olmadan büyüme pekala mümkündür. Prostat Kanseri Erken Yaşta Ortaya Çıkabilir mi? Prostat büyümesinde olduğu gibi, prostat kanseri de genelde 50 yaş üzerindeki erkeklerde görülmektedir. Fakat, özellikle de ailesinde prostat kanseri görülen erkeklerde, kanserin daha erken yaşlarda, 40’lı yaşlarda ortaya çıkabildiğini biliyoruz. Ailesel yatkınlık sebebiyle ortaya çıkan prostat kanseri hem daha genç erkekleri etkilemekte, hem de daha saldırgan olma eğilimi göstermektedir. Prostat kanserinin erken teşhis edilmesi amacıyla genelde 50'li yaşlardan itibaren rutin kontroller önerilirken, ailesel yatkınlığı olanlarda bu kontrollerin 40’lı yaşlarda başlatılması uygun olacaktır. Prostat Hastalıkları Kısırlığa Neden Olur mu? Prostatın büyümesi veya kanserleşmesi durumunda, dokuda ortaya çıkan değişikliklerin prostatın içinden geçen meni kanallarını tıkayarak veya meni içeriğini değiştirerek erkeklerin üreme kabiliyetine etki edeceği düşünülebilir. Fakat bu hastalıklar genelde 50 yaş üzerinde, çocuk sahibi olmakla ilgili talepleri geride kalmış erkeklerde görüldüğü için, prostat ve kısırlık ilişkisi çok sorgulanmaz. Gerek duyulduğunda hastalar sperm tahlili vb testlerle tetkik edilebilirler. Prostat Kanseri Tedavi Edilmezse Hangi Sonuçlara Neden Olur? Prostat kanserinin tedavi edilmemesi durumunda kanser prostatın dışına yayılacaktır. Sonuçta, önce çevre organlara sonra da uzak organlarda yayılmış olan kanser hücreleri ölümcül neticelere yol açacaktır. Açık Prostat Ameliyatı ve Kapalı Prostat Ameliyatı Kararı Hangi Unsurlara Göre Verilir? Prostat ameliyatlarını, ameliyatı gerektiren hastalığın çeşidine göre sınıflamak doğru olur. Çünkü prostatın iyi huylu büyümesi için yapılan ameliyatlar ile prostat kanseri için yapılan ameliyatlar tamamen farklıdır. Her iki hastalık için de açık ve kapalı ameliyatlar söz konusudur. Prostatın iyi huylu büyümesinde çoğu zaman kapalı, yani idrar kanalından girilerek kullanılan endoskoplar aracılığı ile yapılan ameliyatlar uygulanmaktadır. İyi huylu prostat büyümesi için açık ameliyat ihtiyacı günümüzde yüzde 1-2 seviyelerine kadar gerilemiştir. Hangi yöntemin hangi hastada uygun olacağına başta prostatın hacmi olmak üzere çeşitli etkenlere bakılarak karar verilir. Prostat kanserinde de yine açık ve kapalı ameliyatlardan bahsedilebilir. Erken yakalanmış ve prostatın dışına henüz çıkamamış bir kanserin ameliyat ile tam olarak temizlenmesi ve hastanın tam bir şifaya kavuşması mümkündür. Bu ameliyat radikal prostatektomi ameliyatı olarak bilinir. Hastaya açık yada kapalı ameliyattan hangisinin uygun olacağına, hastanın kişisel özellikleri, prostatın özellikleri, kanserin özellikleri hesaba katılarak, hekimin tercihi/yönlendirmesi ve hastanın tercihi neticesinde karar verilir. Açık radikal prostatektomi ameliyatı göbek altından ya da yumurtalık altından yapılan kesilerle uygulanır; bunlara retropubik veya perineal radikal prostatektomi ismi verilir. Kapalı yöntemle yapılan radikal prostatektomi ameliyatı da yine 2 yöntemle yapılabilir. Bunlardan birisi daha eski bir yöntem olan laparoskopik yöntemdir ve artık az kullanılmaktadır. Diğeri ise, günümüzde en yaygın kullanılan kapalı prostat kanseri ameliyatı olan, robot yardımlı laparoskopik / robotik radikal prostatektomi ameliyatıdır. Kapalı prostat kanseri ameliyatları, ister laparoskopik ister robotik olsun, karın bölgesinden açılan delikler yoluyla karın içine itilen aletler kullanılarak gerçekleştirilir. Prostattan Korunmak İçin Nelere Dikkat Etmeliyiz? Prostat büyümesini veya kansere karşı iyi bilinen genel risk faktörlerinden uzak kalmak bir tarafa bırakılırsa prostat kanserini önleyecek bir yöntem henüz maalesef bilinmemektedir. Yukarıda da değinildiği üzere, kişinin prostatının, şartlar uygunsa, zamanla büyümesi ya da vakti geldiğinde kanser olması neredeyse kaçınılmazdır. Burada önemli olan prostattaki hastalığın erkenden, yani tedavi edilebilecek aşamada iken ve geri dönüşü olmayan safhaya girilmemişken fark edilmesidir. İyi huylu prostat büyümesi neticede hastada idrar yapmakla ilgili belirtilere ve zorluklara neden olduğu için, bu hastalar bir şekilde hekime başvuracak ve belirli bir aşamada tedaviye başlayacaklardır. Prostat kanserinde ise durum kritiktir; kanser erken aşamada yakalandığında başarılı şekilde tedavi edilebilir ve gecikmiş tedavi çoğu kez sonuçsuz kalacaktır. Bu nedenle prostat kanserinin ilerlemeden tespit edilmesi önemlidir, fakat bu hastalık maalesef erken dönemde belirti vermez. Eğer prostat kanseri belirti vermeye başlamışsa, çoğu zaman hastalık yayılmış haldedir. Kanser prostatın etrafındaki organlara ya da başta kemikler olmak üzere diğer vücut bölgelerine yayıldığı zaman ortaya çıkan bu belirtiler hastalığın geç aşamasına rastlar, ve bu aşamada tedavinin başarı şansı düşük olacaktır. Bu sebeple, özellikle prostat kanseri açısından riskli grupta, yani aile geçmişi olanlarda 40’lı yaşlardan, sağlıklı erkeklerde ise 50'li yaşlardan itibaren erken teşhis için tarama yöntemlerinin kullanılması çok önemlidir. Prostat Tanısı Nasıl Konur? Parmakla rektal muayene PRM Bu muayene genellikle ilk yapılan testtir. Doktorunuz parmağıyla rektuma girerek prostatınızı hisseder, prostatın boyutları ve durumu hakkında fikir sahibi olur. Prostat Spesifik Antijen PSA kan testi İdrar yolları şikayetlerinin nedeninin prostat kanserine bağlı olup olmadığını anlayabilmek için doktorunuz PSA kan testi isteyebilir. PSA prostat hücreleri tarafından üretilen bir protein olup, kanser durumunda artış gösterebilir. Günümüzde 50 yaşın üzerindeki erkeklerde prostat kanserini teşhis edebilmek için, parmakla rektal muayene ile birlikte PSA kan testinin yaptırılması önerilmekte ve ayrıca prostat kanseri nedeniyle tedavi edilmiş hastalarda takipte PSA kan testinin kullanılması önerilmektedir. İdrar akım çalışması Üroloğunuz sizden özel bir cihaz içerisine idrarınızı yapmanızı isteyerek idrarınızın hangi hızla boşaldığını görmek isteyebilir. Azalmış bir idrar akımı genellikle prostat irileşmesini düşündürür. Ultrasonografi ve artık idrar miktarı tayini Bu testle prostat irileşmesinin boyutları, mesanenin ve böbreklerin prostat irileşmesinden ne kadar etkilendiği ortaya konulur. Daha sonra hastadan idrar yapması istenerek mesanesini ne oranda boşaltabildiği tayin edilir. Artmış artık idrar miktarı genellikle prostat irileşmesinin ileri safhalarında görülür. Prostat Büyümesinde Tedavi Seçenekleri Nelerdir? Medikal tedavi Halen kullanılmakta olan ilaçlar prostat irileşmesinin tedavisinden çok, prostatın sıktığı idrar kanalının gevşetilmesi ile etki gösterirler. Geçici bir iyileşme sağlar ancak yaşla beraber ilerleyen hastalığı sakladığı için, hasta ilacı bıraktığında ciddi problemlerle karşılaşabilir. Genellikle ameliyat öncesinde zamandan kazanmak için kullanılmaktadırlar. Açık prostat ameliyatları İleri derecede büyük prostatlarda çok eskiden beri uygulanan ameliyatlardır. Kapalı prostat ameliyatları Penise idrar yolunun içinden girilerek prostatın kapalı olarak uygulanan ameliyatlarıdır. Değişik enerjiler kullanılır. En eskisi, elektrik enerjisi kullanılarak yapılan TUR ameliyatlarıdır. Büyüklüğü 50-60 ml’yi geçmeyen prostatlar için standart bir girişimdir. Greenlight-PVP Lazer Bugün daha modern, daha sağlıklı olduğuna inanılan Greenlight-PVP Lazer ameliyat teknolojisi ise lazer ile yapılan bir başka kapalı prostat ameliyatıdır. Yukarıda bahsedilen ameliyat yöntemlerinin hiç birisi ile açık prostat ameliyatı da dahil olmak üzere prostatın tamamının alınması mümkün değildir. Prostatın tamamı ancak prostat kanserli hastalara uygulanan ve radikal prostatektomi adı verilen ameliyatla alınır. Eğer prostatı bir portakala benzetirsek, bu ameliyatların temel mantığı portakalın kabuğunu bırakarak içini boşaltmaktır. Dolayısıyla bu ameliyatlar sonrasında prostat tekrar irileşebilir veya kanserleşebilir. Bu nedenle ameliyat sonrasında hastaların yıllık normal kontrollerini yaptırmaları gerekmektedir. Greenlight PVP Lazer yönteminden önceki dönemlerde, ilaçla tedavilerin başarısız olduğu durumlarda hastalar etkili ama zahmetli bir yöntem olan TUR-P veya daha güvenli olmalarına karşın etkisi düşük ısıtma esasına dayalı tedavilerden birini seçmek zorunda kalıyorlardı. Oysa ki Greenlight PVP Lazer yöntemi sayesinde, hastalara en az TUR-P operasyonu kadar etkili ama TUR-P ameliyatından çok daha güvenli ve daha kolay tolere edilebilen bir tedavi alternatifi sunmak mümkün olmuştur. İyi huylu prostat büyümesinde prostatın buharlaştırma yöntemiyle tedavisi GREENLIGHT Greenlight-PVP Lazer yöntemi prostat büyümesinin cerrahi tedavisinde geliştirilen son teknolojilerden biridir. En önemli özelliği prostat dokusunu vücuda zarar vermeden buharlaştırarak yok etmesidir. Özel tasarlanmış alıcı bir sistem içinden gönderilen yeşil ışık, endoskopik yoldan prostata iletilir. Yeşil ışık dalgası kandaki hızlı emiliminden dolayı büyümüş prostat dokusunu buharlaştırır ve prostatın etrafını saran ince alanı kanamayı engelleyerek onarır. Böylece idrar akışının normale dönmesi için tıkanıklığa yol açan dokular ortadan kaldırılır. İdrar akışının normale dönmesi için gerekli kanal açıldığından kısa sürede sonuç alınarak hastada rahatlama sağlanır. Ağrı yok denecek kadar azdır. Bu teknolojinin üstünlüklerinden biri de lokal anestezi ile de yapılabilmesidir. Greenlight-PVP Lazer Yönteminin Üstünlükleri Nelerdir? Greenlight PV Sistemi güvenlidir ve uygulama sadece buharlaştırılacak dokuyla sınırlıdır. Minimum invasiftir. Tedavi edilecek bölgeye ulaşmak için büyük yaralar açmak gerekmez. Çeşitli anestezi seçeneklerine olanak tanır. Hastanın rahatlığını garanti etmek amacıyla genelden lokale pek çok anestezi seçeneği sunulmaktadır. Greenlight teknolojisi, kalp ve akciğer rahatsızlıkları gibi genel anestezi ile ameliyat olma riski bulunan hastalara lokal anestezi ile ameliyat olma imkanı sunmaktadır. Kanamasız Bir Yöntemdir Hasta kan kaybetmediği için hastaların ameliyat sonrası rahattır. Kan inceltici ilaç Kumadin, Asprin, Plavix, Drisentin, Heparin, Fraxiparine gibi kullanan hastalar Greenlight-PVP Lazer yöntemi uygulamasından hemen sonra yine ilaçlarını almaya başlayabilirler. Yan Etkileri Yoktur veya Çok Azdır Operasyon sonrası komplikasyonlar için endişelenmeyin. Kanama, erkeklik kaybı, meni boşalmaması, idrar kaçırma gibi istenmeyen etkiler minimum düzeydedir. TUR-P sendromu adı verilen ve TUR-P ameliyatlarından sonra yaklaşık yüzde 5 oranında izlenen hayatı tehdit edici bu durum, Greenlight-PVP Lazer yönteminden sonra hiç izlenmez. Retrograd ejekülasyonu adı verilen meninin mesaneye boşalması TUR-P ameliyatlarından sonra yüzde 100 izlenirken, bu oran Greenlight-PVP Lazer yönteminden sonra yüzde 30-40 arasındadır. Empotans adı verilen erkeklik gücünün kaybı yine TUR-P ameliyatlarından sonra yüzde 5-10 arasında izlenirken bu oran Greenlight-PVP Lazer yönteminde 0’dır. Hastanede kalış süresi kısadır. Hastanede kalış süresi operasyon sonrası genellikle 1 gündür. Hastalar normal günlük aktivitelerini genellikle 48 saat içerisinde geri kazanırlar. Büyük prostat büyümelerinde de uygulanabilir. Greenlight ile prostat tedavisi TUR denilen kapalı ameliyatta olduğu gibi yalnız küçük prostatlara değil, açık ameliyat gerektiren büyük prostatlara da yapılabilmektedir. Etkili ve güvenlidir. Prostatın iyi huylu büyümelerinin tedavisinde 7-8 senedir kullanılan Greenlight-PVP Lazer prostatektomi ameliyatı dünyada giderek artan bir kabul görmektedir. Etkisi ve güvenirliliği uzun süreli çalışmalarla kanıtlanmış ve FDA onayı alarak güvenilirliği onaylanmıştır. Prostat Kanserli ise Ne Yapılmalıdır? Kanserin prostatın içinde kalmış olmasına erken dönem yada prostatın dışına, organ ve dokulara geç dönem yayılmış olmasına göre tedavi seçenekleri vardır. Geç dönem kanserlerde ilaç tedavileri yaygın olarak kullanılırken, erken dönem olgularda daha kalıcı, radikal tedavi yöntemleri seçilmektedir. Prostat Organına Sınırlı Kanserli Olgularda Tedavi Seçenekleri Radikal prostat ameliyatı Açık yapılan prostatın tamamının alınması temeline dayalı ağır ve komplikasyon oranı yüksek bir ameliyattır. Cryoterapi Brakiterapi Radyoterapi Kanserli Prostat Dokusunun -40 Derecede Dondurularak Yok Edildiği Cryoterapi Çok eskiden beri uygulanan dondurarak tedavi Cryoterapi yeni üçüncü jenerasyon teknoloji sayesinde artık prostat kanserinin tedavisinde de kullanılmaya başlamıştır. Genel durumu açık ameliyata radikal prostatektomi uygun olmayan, açık ameliyat adına yüksek riskler taşıyan prostat kanserli hastalarda, prostatın kapalı yöntemle –40 C’ye kadar ani soğutulması sonucu oluşan hücre ölümleri daha konforlu şifa sağlamaktadır. Prostat kanseri adına araştırması tamamlanan ve kanserli dokunun prostatın dışına taşmamış olduğu hastalarda 1-2 günlük hastanede kalış süresi sağlayan ağrısız, kanamasız bir operasyondur. Ameliyathane koşullarında prostata kapalı olarak yerleştirilen çok ince iğneler yardımı ile Argon ve Helyum gazları kullanılarak prostat içindeki hücreler şok bir soğutmayla öldürülürken, hasta prostat dokusu içindeki kanserden de kurtulmuş olur. Ameliyattan kısa bir süre sonra serum PSA düzeyleri hızla azalırken idrar kaçırma ve cinsellik ile ilgili problemlere diğer tedavi şekillerine göre daha az rastlanmaktadır. Cryoterapi daha önceden radyoterapi, TUR gibi tedaviler geçirmiş ve hastalığı kontrol edilememiş hastalarda da, başarı ile uygulanabilmektedir. Prostat içinde de –40 C’deki soğukluk ile elde edilen buz kristalleri hücre zarlarına etki ederek onların ölmesine ve ayrıca damarların tıkanması ile dokunun beslenmesinin bozulmasına sebep olurlar. Böylece prostat içindeki gerek sağlıklı, gerekse de kanserli hücrelerin yok olması sağlanır. Üçüncü jenerasyon Cryoterapinin önemli bir ayrıcalığı da tekrarlanabilir olmasıdır. Üçüncü jenerasyon Cryoterapi ile seçilmiş böbrek kanseri olgularında da başarılı sonuçlar elde edildiği bildirilmiştir. Ancak böbrek kanserlerinde kullanım adına daha çok tıbbi veriye ihtiyaç vardır. Çok yeni bir uygulamadır. Brakiterapi Uygulaması Erken dönem prostat kanserinin tedavisinde radyoaktif çekirdeklerin prostat içerisine yerleştirilmesiyle kanserli hücrelerin yok edildiği, bıçaksız ve minimal invaziv bir yöntem olan Brakiterapi; prostatında kanser belirlenen ve minimal invaziv bir tedavi arayan hastalar için uygun bir seçenektir. Radyoaktif iyot veya palladyum iyonları ile yüklenmiş tohumların prostat içerisine yerleştirilmesi şeklinde bir girişimdir. Bu tohumların çevrelerine yaydığı radyoaktivite sayesinde prostatın içindeki kanser hücrelerinin ölmesi sağlanmaktadır. Açık ameliyat radikal prostatektomi olamayacak kadar riskler taşıyan yada açık ameliyatı olmak istemeyen prostat kanserli hastalar Brakiterapiden yararlanabilirler. Önemli nokta ise kanserin prostat dışına çıkmamış, vücuda yayılmamış olmasıdır. Ameliyathane koşullarında, ultrasonografi ve bilgisayar kontrolünde prostat içerisine radyoaktif tohumlar bırakılır. Bu işlem için herhangi bir kesi yapılmaz, tohumlar dışardan prostata batırılan iğneler yardımı ile yerleştirilir. İşlem kısa sürede biter ve hasta 24 saat içinde evine gidebilir. Brakiterapi, açık ameliyata göre kapalı yapılması, hastanede kalış süresinin kısalığı ve komplikasyon oranları bakımından oldukça rahat tolere edilebilen konforlu bir girişimdir. Lokalize prostat kanseri tedavisinde açık ameliyatla kıyaslanacak kadar en az on yıllık sonuçları belirlenmiş olan Brakiterapi, açık ameliyat kadar başarılıdır. Prostat Tedavisinde HoLEP Yöntemi İlerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı artan prostat büyümesi zamanla idrar kanalına baskı yaparak idrar akımının zorlaşmasına neden olmaktadır. Bu hastalığın kalıcı tedavisinde HoLEP yöntemi önemli bir yer tutmaktadır. HoLEP kısaca prostat bezinin holmium lazer enerjisi kullanılarak cerrahi kesi olmadan kapalı yöntem ile çıkartılması anlamına gelmektedir. HoLEP için 60 Watt üstü holmium lazer enerjisine ihtiyaç vardır. En yeni ve en güçlü holmium lazer ise 150 Watt olanıdır. 150 Watt holmium lazer enerjisi sayesinde ameliyat süresi kısalmaktadır. 150 Watt holmium lazer enerjisi çok büyük prostatlarda bile vücutta herhangi bir kesi yapmadan büyük miktarda dokuyu çıkarabilmede benzersiz bir avantaj sağlarken kanama riskini azaltır, hastanede kalış süresini bir veya iki güne indirir. En iyi tedavide bile ilk 10 yılda tekrar cerrahi gereksinimi %15 iken, HoLEP'te bu oran % Bu da yüksek olasılıkla başka bir prostat cerrahisine ihtiyacınız olmayacağı anlamına gelmektedir. Genel durum bozukluğu veya kardiyolojik hastalığı olanlarda daha da güvenli bir yöntem arayışı gerekebilir. Bu tür hastalarda Greenlight 180 Watt yüksek güçlü lazer enerjisi ekibin önemli bir oyuncusu olmaya hazırdır.
Erkeklerde ürolojik muayene Ürolojik organlar, yukarıdan aşağıya şu şekilde sıralanır Sağ ve sol böbrekler Sağ ve sol üreterler Mesane Prostat Üretra Penis Testisler Fiziki muayene yapılırken genellikle en üstten en altta doğru değerlendirme yapılır. Böbreklerin fiziki muayenesinde hastanın öncelikle oturur pozisyonda sırt kısmı tamamen açılır ve sırt kısmına inspeksiyon gözle bakarak inceleme yapılır. Sırt bölümünde hastada ağrı yapacak herhangi bir fiziki anomali olup olmadığı incelenir. Özellikle skolioz omurgada eğrilik, kifoz kamburluk böbrek ağrısıyla çok karışan sırt ağrıları yapabilmektedir. Sırt bölgesinde ciltte vezikül tarzı su toplaması lezyonlar yapabilen zona zoster hastalığı da böbrek ağrısı ile çok karışan yan ağrısına neden olabilmektedir. İkinci aşama, elle muayene anlamına gelen palpasyondur. Hasta oturur pozisyonda iken sırttan böbrek üstlerine dokunularak hassasiyet olup olmadığı kontrol edilir. Vertebral kolon ile göğüs kafesini oluşturan kemiklerin en alt kısmında kosto vertebral açı adı verilen bir bölüm mevcuttur. Buranın hemen altında böbrekler yer alır. Bu kısıma dışarıdan yapılacak hafif vuruşlar ile böbrekler sarsılmaya çalışılır. Böbrek enfeksiyonu ya da böbrekte hidronefroz böbreğin şişmesi olan hastalarda vuruşlar sırasında böbreğin sarsılması sonucu ileri derecede hassasiyet oluşabilir. Daha sonra hasta sırt üstü yatırılır, karın bölgesi göğüs kafesine kadar tamamen açıkta bırakılır. Karın ilk önce inspeksiyon dışarıdan bakma ile incelenir. Gözle görülen bir şişlik olup olmadığı karın bölgesinde daha önceki ameliyatlara ya da yaralanmalara bağlı izler olup olmadığı kontrol edilir. Daha sonra perküsyon parmakla hafif vuruşlar yapılarak vücut içi organlarda sıvı toplanması olup olmadığının anlaşılması uygulanarak karnın her bölgesi incelenir. Karın içi organlarda ve mesane de normal dışı bir durum olup olmadığı tespit edilir. Bu muayene sırasında dalak ve karaciğer büyümeleri hastanın karnında asit toplanması mesane içerisinde aşırı idrar birikimi olup olmadığı bağırsaklarla ilgili tıkanıklık gibi olaylar olup olmadığı ve apandisit ile ilgili problem olup olmadığı incelenir. Bu sayılan hastalıkların hepsi ürolojik hastalıklarla karışabilir. Böbrekler normal şekil ve boyutlarında ise elle muayene sırasında hissedilmezler. Ancak böbrekte kitle olması durumunda elle muayenede hissedilirler. Böbrek muayenesi için hastanın yan tarafına geçilir. Bir elle sırt kısmından böbrek yukarı doğru kaldırılırken diğer el karından böbreğe doğru bastırılarak iki el arasında böbreğin hissedilip hissedilmediğine bakılır. Böbrek muayenesinden sonra mesaneye geçilir. Mesanenin tam boşalamadığı durumlarda uzun süreli idrar yapamamaya bağlı mesane aşırı doluluğu durumu olabilir. Bu duruma globe vezikale adı verilir. Özellikle yaşlı erkek hastalarda prostat büyümesine bağlı sık rastlanılabilen bir durumdur. Karın alt kısmında hemen hemen hamile kadınlarda rahimin hissedilmesine denk irice bir genişleme ile mesane tespit edilebilir. Mesane enfeksiyonlarında veya kadınlarda genital organlara ait enfeksiyonlarda karın muayenesi sırasında mesane üzerine bastırılığında rahatsızlık ve ağrı oluşabilir. Yine PID adı verilen jinekolojik organların enfeksiyonlarında muayene sırasında rahatsızlık hissedilir. Bu aşamadan sonra hastanın genital bölge muayenesine geçilir. Muayenenin ilk aşaması inspeksiyon yani dışarıdan gözle inceleme ve bir anormallik olup olmadığına bakmaktır. Penisin inspeksiyonunda sırasında peniste herhangi bir lezyon olup olmadığı incelenir. Özellikle cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlarda penis ve çevre deride görülen genital siğiller human papilloma virüsü HPV ve genital uçuklar herpes simplex virüsü HSV lezyonlarının olup olmadığı önemlidir. Ek olarak sifilis ve diğer genital enfeksiyonlara ait bulgular olup olmadığına bakılır. Hastanın sünnetli olup olmadığı önemlidir. Sünnetli erkeklerde penisle ilgili rahatsızlıklar, cilt enfeksiyonları daha az görülür. Daha sonra elle yoklama ile penis şaftı nazik bir şekilde incelenir. Penis dokusu içerisinde kireçlenme ve peniste bükülmelere neden olabilen peyroni hastalığının varlığı araştırılır. Daha sonra üretra açıklığı üretral meatus adını verdiğimiz idrar kanalının penis ucundaki açıklığına bakılır. Genital yolla bulaşan enfeksiyonlar bu bölgede kızarıklık yapabilir. Human Papilloma virüs HPV bulaşanlarda bu bölgede siğillerin görülmesi rastlanılabilen durumlardır. Üretral meatus darlığı adını verdiğimiz daralmalarda idrar yapmada zorluk olabilir ve kanalın tamamen tıkanmasına kadar gidebilen durumlar görülebilir. Üretra açıklığının penisin tam uç kısmında değil penis şaftının öne ya da arka kısmında daha geride olması hipospadias ya da epispadias adı verilen hastalıklar şeklinde ortaya çıkabilir. Üretral meatusun penis şaftının üst kısmında daha geride olmasına epispadias, şaftın alt kısmında daha geride yer almasına hipospadias adı verilir. Her iki durumda da operasyonla düzeltme gerekir. Ardından testislerin muayenesine geçilir. Testis cildine skrotum adı verilir. Skrotum, testislerin ısı regülasyonunu sağlayan yukarı-aşağı genişleyip büzülebilme özelliğine sahip ince kas dokusu içeren özel bir deri yapısına sahiptir. Çoğunlukla testislerin boyutu ve yerleştiği yükseklik aynı olmaz. Genellikle bir testis diğerine göre daha büyük olur ve daha aşağıda yer alır, bu normaldir. Skrotum cildinde herhangi bir hastalık olup olmadığı inspeksiyonla kontrol edildikten sonra elle yoklamayla testisler hissedilmeye başlanır. Testis, küçük bir tavuk yumurtası büyüklüğünde pürüzsüz yapıdadır. Testisin arka kısmında sperm kanallarını içeren epididim adı verilen bir yapı ele gelmesi normaldir. Elle muayene sırasında hafif ağrı oluşabilir. Testis üzerinde testise gelen damarları, sinirleri ve sperm kanalını ihtiva eden spermatik kordon adını verdiğimiz tübüler yapı bulunur. Spermatik kordon muayenesinde venöz damarlarda genişleme olup olmadığına ve sperm kanalının vaz deferens mevcut olup olmadığına bakılır. Elle muayene sırasında testis ya da epididimde enfeksiyon olup olmadığı sperm kanalının doğuştan var olup olmadığı incelenir. Testis tümörleri özellikle genç erkeklerde en sık görülen tümörlerdir. Muayene sırasında testis tümörlerinin büyük çoğunluğuna tanı konabilir. Testislerin incelenmesi sırasında hastanın ayağa kaldırılması önemlidir. Genç hastalarda sperm sayısı ve hareketliliğinde önemli bozukluklara sebep olabilen varikosel hastalığı yatar pozisyonda tespit edilemez. Hasta ayakta bir süre bekletildikten sonra testisin damarları yavaş yavaş dolmaya başlar ve bu damarlarda varisleşme olup olmadığı incelenir. Varikosel muayenesinin ardından hastada kasık fıtığı olup olmadığı araştırılır. Bu muayene inguinal kanal adını verdiğimiz spermatik kordonun vücut içerisine girdiği açıklığın incelenmesiyle olur. İnguinal kanal potansiyel zayıf noktadır. Batın içi organların uyguladığı basınçla yırtılmalar meydana gelebilir ve buradan batın içi organlar testislere doğru taşmaya başlarlar, muayene sırasında fıtık olup olmadığı anlaşılır. Bir sonraki muayene prostat muayenesidir. Prostat muayenesi için hasta ayakta iken öne doğru eğilmesi istenir ve makat bölgesi önce inspeksiyonla incelenir. Hemoroidlerinin olup olmadığı, cinsel yolla bulaşan hastalıkların makat etrafında var olup olmadığı tespit edilir. Daha sonra kayganlaştırıcı bir krem ya da jel kullanılarak işaret parmağı anüs içerisinden rektuma ilerletilir. Rektum duvarında hemoroidler ve kalın bağırsağa ait hastalıklar olup olmadığı incelenir. Sonrasında rektumun ön yüzünde yer alan prostat dokusu parmak öne doğru bastırılarak hissedilir. Bu muayeneye rektal tuşe adı verilir. Rektal tuşe prostat kanserinin tespiti açısından çok önemlidir. Prostat kanserinin büyük çoğunluğu prostatın arka yüzeyindeki kapsülünde meydana gelir ve parmakla hissedilebilir. Prostat kanseri teşhisi dışında prostatta iyi huylu büyüme ya da iltihap olup olmadığı parmakla rektal muayene sırasında tespit edilebilir. Prostatit prostat iltihabı düşünülen hastalarda parmakla rektal muayene sırasında prostat içerisindeki iltihabın boşaltılmasını amaçlayan prostat masajı yapılabilir. Bu uygulama da bazı görüşlere göre prostatit tedavisinde önemli fayda sağlamaktadır. Kadınlarda ürolojik muayene Kadınlarda ürolojik muayene sırasında erkeklerden farklı olarak böbrek ve karın muayenesinden sonra genital muayene sırasında inspeksiyonla önce genital bölge kontrol edilir. Vajinal giriş, labia majora ve minoralar cinsel yolla bulaşan hastalıkların olup olmaması açısından incelenir. Daha sonra vajen dudakları ayrılarak üretra yani idrar yolunun açıklığı kontrol edilir. İdrar yolunun hemen dış çıkış kısmında özellikle ileri yaştaki bayanlarda üretralkarankül adı verilen polipoid yapılar oluşabilir ve bu yapılar idrar kanalının çıkışını tıkayabilir. Kadınların ürolojik muyenesinde idrar kaçırmaya sebep olabilen üretral hipermobilite üretranın fazla hareketli olması ve sistosel mesanenin sarkması hastalıkları araştırılır. Bu hastalıkların olup olmadığı önce gözle hasta dinlenme halindeyken tespit edilir. Daha sonra hastanın ıkınması ve ardından öksürmesi istenir. Basınç uygulamaları sırasında üretradaki hareketlilik ve idrar kaçırma olup olmadığı gözlemlenir. Mesanenin vajen ön duvarından kimi zaman ufak bir ceviz gibi bazen daha da büyük olarak şişme yapması ve dışarı doğru sarkması görülebilir. Bu duruma sistosel adı verilir. Rektosel adı verilen kalın barsağın vajen açıklığından dışarı doğru sarkması da bu muayene sırasında tespit edilir. Stres inkontinans adı verilen öksürmek, hapşırmakla idrar kaçırma durumları muayene sırasında tespit edilir. Bu hastalığın tedavisinde uygulanan operasyonlardan hastanın fayda görüp görmeyeceği muayene sırasında rahatlıkla anlaşılabilir. Ürolojik hastalıklardan en iyi korunma yöntemi, düzenli olarak yılda 1 ürolojik muayenenizin ihmal edilmemesidir...
Mesude ERŞANOluşturulma Tarihi Kasım 13, 2005 0000Prostat kanseri, erkeklerde akciğerden sonra en sık görülen kanser. Erken tanısı hayat kurtarıyor. Bunun için de PSA denilen kan testi ile rektal muayene şart. İkisini de yaptırmak gerekiyor, biri diğerinin yerini tutmuyor. Buna rağmen, erkeklerin birçoğu sırf parmakla yapılan bu muayene yüzünden üroloğa gitmiyorlar. Gitseler de rektal muayeneye itiraz edip, yaptırmıyorlar. Erkeklerin rektal muayene fobisi sadece ürologların değil, genel cerrahların da sıkıntısı. Çükü hemoroid ile bağırsağın son kısmı olan rektumdaki tümör gelişimleri de aynı yolla kalp ve damar hastalıkları, mide ve bağırsak sorunları, cilt veya başka bir rahatsızlıkları yüzünden doktora gittiklerini çevresindekilere sıkılmadan anlatırlar genellikle. Ama üroloğa gittiklerini gizlerler. Çekinirler bilinmesinden. Çünkü ürolog ziyaretleri, hem prostat meselesini hem de rektal tuşe muayenesini düşündürür... Arkadaşlarının imalı gülüşlerini, alaylarını göğüslemeleri gerekir...Rektal tuşe, özetle parmakla makattan muayene demek. Doktor, kayganlaştırılmış ve eldivenli işaret parmağını makattan içeri sokar. Rektumun son kısmı, anüs ile prostat bezini muayene eder. Bu hasta için belki sıkıntı verici bir muayenedir ama doktorlar özellikle ürologlar açısından olmazsa olmaz kabul edilir. Kalp muayenesinde streskop neyse ürolojide rektal tuşe MUAYENESİNİN BİR ALTERNATİFİ YOKAncak tıpta o kadar önemli bir yeri olmasına rağmen, yapılış şekli nedeniyle rektal tuşe muayenesini aksatanlar çoğunlukta. Üroloğa gidip bu muayeneyi olmayı reddedenler, Bir kez yapmıştınız, tekrar muayene şart mı’ gibi huzursuzluk belirtileri gösterenler çok. Ürologlar elbette muayeneyi zorla yapmak eğiliminde değiller. Ancak prostat ağırlığını ölçen ultrason, kan değerlerini ölçen PSA gibi başka yöntemlerin de, rektal tuşenin yerini tutamadığını vurguluyorlar. Rektal tuşe yapılmadan tamamlanan bir muayenenin veya uygulanan tanı yönteminin yetersiz olduğunu anda dünyadaki standart üroloji de, tümüyle parmak muayenesine dayanıyor. Bu yüzden parmak muayenesinin ortadan kalkması aslında üroloji bilim dalının da yeniden yapılanmasını gerektirecek. En azından yakın bir zamanda böyle bir ihtimal görünmüyor. Erkeklere önerimiz, utanmadan, sıkılmadan, tıbbi bir girişim olduğunu unutmadan muayenelerini yaptırmaları. En azından ürolojide devrim olana kadar!Malum fobiyi her sosyo-ekonomik ve kültür grubundan erkek yaşıyor. Ama gözlemlere göre genç erkekler, bu konuda daha tutucu davranıyorlar. Yaş ilerledikçe, parmak muayenesini kabulleniş oranı da KORKUSU TETİKLİYOR Yeditepe Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Arif Verimli’ye göre erkeklerin parmak muayenesi fobisi, tamamen psikolojik Erkeklerin cinsel kimliği yapılanırken, yaşadıkları en önemli korkulardan biri eşcinsellik korkusu’dur. Bu, ergenlik dönemindeki erkek çocukları çok tedirgin eder. Eşcinsellik eğilimi taşıyor muyum?’ diye sessiz korkular yaşarlar. Bu korkular zaman içinde çözülür. Ama şuur altına atılmış olan eşcinsellik korkusunu, rektal tuşe alevlendiriyor. Bir kısmı bu fobiyle başedebiliyor, bir kısmı başedemiyor.’ Psikiyatr Muzaffer Uyar da, konunun erkek çocuklara uygulanan eşcinsellik baskısıyla ilgili olduğunu savunuyor Bilinçaltında eşcinsellik yasaklanınca tabular gelişiyor. Buna bağlı kadınsı davranışlar gibi anal bölge de yasaklar içinde yer alıyor. Tabu dokunulmazdır. Bilinçaltına tabu, bir fobi olarak yerleşiyor. Tabuların, takıntıların aşılması her zaman kolay olmuyor. Bu yüzden tedavi amaçlı da olsa erkekler anüslerini elletmek istemiyor. Birçok erkeğin ağrılara, kanamalara rağmen hemoroidli yaşamasının altındaki temel nedenlerden biri bu.’ÜROLOGLARA GÖRE KORKACAK BİR ŞEY YOKPROF. DR. TARIK ESEN İstanbul Tıp Fakültesi Prostat kanserini araştırmak için elimizde PSA ve parmak muayenesi olmak üzere iki araç var. Birinin normal olması, diğerinin gereğini ortadan kaldırmıyor. Normal sayılabilecek bir PSA kan testi sonucuna rağmen prostatta düzensizlik, asimetri, sertlik olup olmadığı bizi ilgilendiriyor. Parmak muayenesi korkulacak bir şey de değil. Ağrı vermez. 50 yaşın üstündeki erkeklere yılda bir defa ürolojik muayene ve PSA öneriyoruz. Eğer ailede prostat kanseri riski varsa, muayenelerin 40’lı yaşlarda başlamasını DR. EMRE AKKUŞ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hiçbir erkek bu muayeneden ötürü mutlu değil! Hatta şikayetleri çok olsa bile bu muayeneden nasıl kurtulabiliriz diye şikayetlerini büyütmeyenler var. Halbuki bu olmazsa olmaz muayenelerden ve büyütülecek bir şey değil. Sanırım rektal muayeneyle mahremiyetlerinin sarsıldığını düşünüyorlar. Homoseksüel ilişkide bulunmak gibi de algılıyor olabilirler. Bu yüzden ürologlara gittiklerini çevrelerine MESANENİN ALTINDA REKTUMUN ÖNÜNDEProstat, mesanenin altında, rektumun önünde yer alan ceviz büyüklüğünde bir bez. Prostat kanserinin Türkiye’de görülme sıklığını bilmiyoruz. Ancak istatistiklerin iyi tutulduğu ABD’de her 5 erkekten birinde görülüyor ve her yıl 200 bin yeni prostat kanseri vakası saptanırken 38 bin ölüm yaşanıyor. Prostat kanseri, genellikle 50 yaş üstünde görülse de, nadiren gençler arasında da rastlanabiliyor.
Prostat Hiperplazisi nedir? İşte prostat büyümesinde fitoterapi tedavisi Türkiye’de erkeklerde en sık görülen kanser türleri arasında yer alan prostat ihmal edilmemesi gereken hastalıkların başında geliyor. İstanbul Cerrahi Hastanesi Üroloji ve Erkek Sağlığı Uzmanı Dr. Tuncay Taş prostat sorununun pek çok nedene bağlı olarak çıkabileceğini, Fitoterapi gibi yüz yıllardır kullanılan farklı tedavi seçeneklerinin olduğunu belirtiyor. Peki, Prostat Hiperplazisi nedir? Prostat Hiperplazisi için ne yapılmalı? Prostat için bitkilerle tedavi yöntemleri var mı? İşte prostat hakkında bilmeniz gerekenler…
elle prostat muayenesi nasıl yapılır