KÜRK MANTOLU MADONNA. Sabahattin Ali roman ve öykülerinin ana temalarından biri olan aşk, Kürk Mantolu Madonna’nın da ana temasını oluşturuyor. Raif Efendi baş karakterinin silik, insanlardan ve hayattan kopuk yaşamı ekseninde geçen roman; aşkın insan hayatı üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini gözler önüne seriyor. 1120 TL. Sepete Ekle. Stoktan Teslim! Kürk Mantolu Madonna’da Sabahattin Ali gözlerini çevirmenlik yapan bir memurun yaşamına çevirir. Havran’da doğup büyüyen Raif Efendi sonunda sanat okumaya karar verir ve kasabasından ayrılır. Önce İstanbul’a, oradan Berlin’e kadar uzaklaşır. GünümüzTürkiye tiyatrosunun başarılı yönetmenlerinden Engin Alkan’ın sahneye uyarlayıp yönettiği, başrollerde; Engin Alkan, Tuba Ünsal, Alper Saldıran, Sercan Badur, Lila Gürmen, Sacide Taşaner ve konuk oyuncu Kayhan Yıldızoğlu’nu izleyeceğiniz “Kürk Mantolu Madonna”, okuyucusunda derin izler bırakan Sabahattin tek cümle ile kürk mantolu madonna kitabının özeti. konser sırasında hava soğukmuş. ''bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.''. hiç kimse dışarıdan göründüğü gibi değildir. kürkmantolu Madonna. Ben de mi hata var lan, kitabı okudum ama hiç etkilenmedim. Agaltmadi, sıkmadı, bozmadı. Her şeyi gördüm her şeyi betimledim (kadının surati hariç baya zordu benim içi). Olmadı yani olaylar arkasına olaylar sorgulatti evet çok saglam bakış açıları vardı "ben niye bunu düşünmedim, lan ben niye bunu Fast Money. Kitabın yazarı Ankara' da işsiz kalır. Bir gün sokakta eski arkadaşı Hamdi Bey ile karşılaşır. Hamdi Bey bir şirkette müdür yardımcısı olmuştur. Kitabın yazarının işsiz kaldığını öğrenince onu evine götürür. Hamdi Bey banyo yaptıktan sonra kitabın yazarına şirketinde bir iş verebileceğini ve yarın sabah şirketine gelmesini söyler. Ertesi sabah kitabın yazarı Hamdi Bey' in şirketine gider. Kitabın yazarına çalışacağı yeri gösterirler. Memur olarak çalışmaya başlar. Çalıştığı odada Raif isimli tercüman vardır. Diğerleri tarafından çok azarlanan Raif Bey hiçbir zaman sesini çıkarmaz. Aradan haftalar geçmesine rağmen Raif Bey ile neredeyse hiç konuşmamışlardır. Raif Bey kış günleri sık sık hastalanmaya başlar. Bu sebeple kitabın yazarı tercüme edilecek kağıtları Raif Bey' in evine götürmeye başlar. Raif Bey' in evi çok kalabalıktır. Bir Şubat ayında Raif Bey tekrardan hastalanır. Bu sefer durumu kötüdür. Raif Bey kitabın yazarından iş yerindeki bütün eşyalarını alıp eve getirmesini ister. Kitabın yazarı eşyaları toplar ve eve getirir fakat bir defter dikkatini çekmiştir. Raif Bey kitabın yazarından o defteri sobaya atmasını söyler. Kitabın yazarı defterde yazanları çok merak eder. Raif Beyi ikna ederek defteri alır ve kaldığı yere gider. Defteri alır ve okumaya başlar. Raif Bey maddi durumu iyi olan Havranlı bir ailenin utangaç ve korkak bir çocuğudur. Güzel Sanatlar Akademisi' ni okumak için İstanbul' a gider fakat tamamlayamadan geri döner. Babası, Raif Bey' i Sabunculuk Tekniğini öğrenmesi için Almanya' ya gönderir. Almanya' ya gittiğinde Sabunculuk Tekniği öğrenmesi yerine hep gezmek için dışarı çıkar. Aradan bir sene geçer. Raif Bey yeni açılmış olan Resim Galerisini şans eseri bulur ve içeri girer. Orada ''Kürk Mantolu Madonna'' adlı bir tabloya hayran kalır. Günlerce o tabloya bakmak için galeriye gelir. Bir gece sokakta Kürk Mantolu Madonna' yı ''Atlantik'' adlı yere girerken görür. Onun arkasından Raif Bey de içeri girer. Kürk Mantolu Madonna' yı insanları içinde dans ettiğini görür. Kürk Mantolu Madonna Raif Bey' i görür. Arkadaşlıkları o günden itibaren başlar. Kürk Mantolu Madonna' nın gerçek adının Maria Puder olduğunu öğrenir. Bir yılbaşı gecesi Raif Bey ve Maria Puder gece yarılarına giderler. Maria sarhoş olunca Raif Bey onu evine götürürler. Maria ile Raif Bey o gece birlikte olurlar. Sabah olunca Maria Raif Bey' e bir müddet ayrı kalmaları gerektiğini söyler. Aradan günler, haftalar geçer ve Raif Bey Maria' nın hastaneye kaldırıldığını öğrenir. Hastalığı geçesiye kadar ona bakar. Arkadaşlıkları tam eskisi gibi olmuşken Raif Bey' in eniştesi ona mektup yazar. Mektup da Raif Bey' in babasının öldüğü ve hemen Almanya' dan geri gelmesi istenir. Maria' ya olayı açıklar. Maria bu olayı duyunca kendisi de annesinin yanına Raif Bey den önce gider. Gitmeden önce Raif Bey ile vedalaşır. Raif Bey Maria' ya işlerini düzelttikten sonra onu memleketine getireceğine söz verir. Raif Bey' de pasaport işlerini hallettikten sonra memleketine döner. İlk başlarda Maria ile Raif Bey sık sık mektuplaşırlar. Fakat Maria' dan gelen mektuplar azalmaya başlar daha sonra hiç gelmez. Raif Bey Maria' nın kendisini unuttuğunu düşünür ve başkasıyla evlenir. Bir gün Ankara' da Raif Bey Almanya' da kaldığı pansiyonundaki Maria Puder' in akrabasını görür. Raif Bey Maria ile ilgili sorular sorunca akrabası olayları anlatmaya başlar. 10 yıl önce Maria' nın hastalandığını ve hasta haline rağmen dünyaya bir bebek getirdiğini ama bebeği dünyaya getirdikten sonra öldüğünü öğrenir. Maria' nın akrabası çocuğun bir Türk' den olduğunu söyler. Raif Bey çocuğun babasının kendisi olduğunu anlar. Maria' nın ve Raif' in kızı Maria' nın akrabasının yanındaki çocuktur. Raif Bey yaşadığı bu olaylardan sonra deftere bu yazıları yazmaya başlar. Kitabın yazarı Raif Beye defteri vermeye evine gidince, Raif Bey' in ailesi Raif Bey' in öldüğünü söyler Özette bazı yerler yanlış yazılmış olabilir. Yanlış yazılan yerleri kendiniz düzeltebilirsiniz. Kürk Mantolu Madonna - Roman - Sabahattin Ali Raif Efendi Romanın baş karakteridir. Hikaye onun günlükleri üzerinden anlatılır. Kendi halinde, küçük bir memurdur. Oldukça sessiz hatta pısırık denebilecek bir tiptir. Dışarıdan ruh hali anlaşılamaz. Sadece işiyle meşgul olur. Bu sessizliği kimsenin dikkatini çekmez ancak bu ruh halinin arkasında müthiş bir aşk ve hayal kırıklıkları vardır. Rasim Raif'in memuriyet yaptığı şirketten iş arkadaşı. Raif'in sessizliği dikkatini çeker ve onu tanıdıkça sessizliğini ve hikayesini öğrenmeye çalışır. Maria Puder Kürk Mantolu Madonna Romana adını veren Raif'in tutkulu bir aşkla bağlandığı kadındır. Berlin'de bir kulüpte şarkıcıdır. Çalıştığı ortam itibariyle erkeklere ve aşka olan güvenini yitirmiş, genç yaşına rağmen ruhen oldukça yıpranmıştır. Hayata olan bağları da zayıftır. İnsanları sevemez. Almanya'da bir resim sergisinde tesadüfen tanıştığı. Raif'e de başta böyle yaklaşır ancak Raif'in karakterini tutkusunu gördükçe aşka yeniden inanmaya başlar. Kitap Adı Kürk Mantolu Madonna Kitabın Yazarı Sabahattin Ali Kitabın Yayınevi Yapı Kredi Yayınları Kitabın Türü Roman Kitabın Özeti Anlatıcı Ankara’da kendi halinde yaşayan ve kendini toplumdan dışlanmış hisseden bir tiptir. Arkadaşının vasıtasıyla girdiği bir işte tanışır hikayenin kahramanı Raif Efendi ile. Raif Efendi sessiz, gerekmedikçe konuşmayan ve insanlarla pek ilişkisi olmayan otuzlarının ortasında bir adamdır. Anlatıcı adamın böyle oluşunun nedeni içten içe merak eder ve yavaş yavaş Raif Efendiye sokulmaya başlar. Raif Efendi iş yerinde zamanında Almanya’da bulunduğu ve bu sayede Almancası iyi olduğu için bulunmaktadır ve şirketin tercüme işleri ile ilgilenir. Kimseye zararı olmadığı ve işlerini eksiz yerine getirdiği halde patronu tarafından sık sık azarlansa da bunlara hiç takılmaz, tepki vermez. Raif Efendi belli aralıklarla hasta olduğu zaman işe gidemez ve böyle zamanlarda anlatıcı onun en yakını oluverir. Bu sayede ev halkından birisi gibi olmuş, hatta evdeki herkesten, eşi ve kızları dahil, daha yakın olmuştur. Kendisinin kızları ve eşiyle bile olan garip diyaloğu onu şaşırtmaktadır. Bir zaman gelmiştir ki Raif Efendinin ayağa kalkması çok uzun sürmüştür. Hatta hastalık ilerlemiş Raif Efendi genç yaşında ölüm döşeğine düşmüştür. Bu noktada anlatıcı Raif Efendinin not defterine ulaşır ve artık hikayeyi Raif Efendinin yazdıklarından öğreniriz. Raif Efendi Havran’da doğup büyümüş biridir. Çevresindeki herkesten uzaktır, çünkü bunun boş bir şey olduğunu düşünür. Yıllar geçip de yirmi dört yaşına geldiğinde babası cebine tren biletini ve bir miktar da para koyar. Almanya’ya gidecek ve orada sabun imalathanelerinde bu işin inceliklerini öğrenip, memleketine dönecek ve babasının sabun imalathanelerinde bu işi layıkıyla yürütecektir. Berlin’e geldiğinde ilk işi kalacak bir yer ayarlamak olur ve gidip bir pansiyona yerleşir. İlk zamanlar işe başlayamaz. Durmadan Berlin’i gezer. Bir zaman sonra bu yabancı memlekette yeni olmasına rağmen birçok yeri bilir hale gelmiştir. Gündüzleri şehri geziyor, akşamlara da pansiyondaki odasına dönüp sabaha kadar kitap okuyordu. Bir süre sonra bu şekilde devam ettiği takdirde parasının yetmeyeceğini düşünüp bir fabrikada işe girer. Sosyal yaşamdan da kopmaz tabii. Bir hafta sonu kalkıp gittiği bir resim galerisinde gördüğü Kürk Mantolu Madonna adlı tabloya adeta vurulur. Öyle böyle bir vurulma değildir onunkisi. Her gün, her fırsat bulduğu vakit galeriye gelip aşk diye bir kelimenin varlığına ömrü boyunca inanmamış bu adam, deyim yerindeyse, “aşkı”nı izliyordu, saatler boyunca. Sonra öyle bir an gelir ki bir gece sokaktayken tabloda ki Kürk Mantolu Madonna karşısından geliverir. Utangaç ve bu yaşına kadar hiçbir insana sokulmamış olan bu adam Madonna'sı ile tanışır. Madonnası’nın adı Maria Puder’dir. Küçük yaşta babasız kalmış ve annesi ile birlikte yaşamaktadır. Hayatında hiçbir erkeğe güvenmemiş, hiçbiri dost olarak dahi sevememiştir. Yine böyle duygularla başlar Raif ile olan hikayesi ve özellikle dostluğu. Maria Puder, Kürk Mantolu Madonna tablosunda kendini resmeden ve bu sayede Raif Efendinin gönlünde yer eden, aynı zamanda geceleri Atlantik adlı kabarede şarkıcılık yapan, hafif erkeksi ama bir o kadar da çekici bir kadındır. Dünyadaki tüm erkeklerden nefret eder. Tüm bu nefretine rağmen gün geçtikçe Raif Efendiye ısınıyor, onu birkaç gün görmeyince hastalanır. Hastaneye kaldırıldığında şehirde kendisiyle ilgilenebilecek bir tek Raif Efendi vardır. Raif Efendi gece hastaneye alınmamasına rağmen sabaha kadar dışarıda soğuktan titrer ama dönüp de gitmez bile. Maria Puder hastaneden çıktıktan sonra bile Raif Efendi onun yanında ayrılmaz. Her gün kadının evine gidip ona yardım eder. Bir süre sonra kadın gerçek hislerini açıkladığı sırada Raif Efendi Türkiye’den aldığı acı bir haber yüzünden memleketine dönmek zorunda kalır. Raif Efendi ayrılmadan onu ne kadar sevdiğini şu sözlerle belirtir kadın “Şimdi ben gidiyorum, fakat ne zaman çağırırsan gelirim. Nereye çağırırsan gelirim”. Raif Efendi Türkiye’ye döner ve Maria Puder annesinin yanına Prag’a gider. Raif Efendi Türkiye’ye geldikten bir ay sonra Maria da annesiyle beraber Berlin’e geri döner. Raif Efendi düzen kurmaya başlamıştır ve bu sırada Maria’yla mektuplaşır. Maria Raif Efendi’ye sürekli bir sürprizi olduğunu, ancak bunu Ankara’da kendisine söyleyeceğini söyler. Bir süre sonra Maria’dan gelen mektuplar kesilir. Aradan yıllar geçer ama Maria’dan bir haber gelmez. Ümitsizliğe kapılan Raif Efendi evlenir ve aile kurar. Evde gördüğü muamele onun içine kapanıklığını devam ettirir. Raif Efendi bazı akşamlar sıkıldığında dışarı çıkıp dolaşır. Yine böyle bir akşam Raif Efendi sokakta iki kişiyle karşılaşır. Bunlardan biri Berlin’deki pansiyonun sahibi Frau van Tiedemann’dır. Raif Efendi’yle biraz konuşurlar ve Raif Efendi Maria’nın hamile olduğunu, bunu kendisine söylemediğini ve doğum sırasında öldüğünü öğrenir. Ayrıca sokakta Frau von Tiedemann’ın yanında gördüğü diğer kişinin de Maria’nın ve kendisinin çocuğu olduğunu öğrenir. Ancak hiçbir şey söyleyemeden Frau von Tiedemann kızı da alır ve trene binerek Bağdat’a doğru hareket eder. Kitabın Ana Fikri İnsanların görüp inandığı şeyler ve bunlarla ilgili verdiği kararların nasıl bir anda değişebileceğini gösterirken, bir yandan da zamanın acımasızlığını bize hatırlatır. Kitapta Yer Alan Kahramanlar ve Özellikleri Raif Efendi Romanın baş karakteridir. Hikaye onun günlükleri üzerinden anlatılır. Kendi halinde, küçük bir memurdur. Oldukça sessiz hatta pısırık denebilecek bir tiptir. Dışarıdan ruh hali anlaşılamaz. Sadece işiyle meşgul olur. Bu sessizliği kimsenin dikkatini çekmez ancak bu ruh halinin arkasında müthiş bir aşk ve hayal kırıklıkları vardır. Rasim Raif'in memuriyet yaptığı şirketten iş arkadaşı. Raif'in sessizliği dikkatini çeker ve onu tanıdıkça sessizliğini ve hikayesini öğrenmeye çalışır. Maria Puder Kürk Mantolu Madonna Romana adını veren Raif'in tutkulu bir aşkla bağlandığı kadındır. Berlin'de bir kulüpte şarkıcıdır. Çalıştığı ortam itibariyle erkeklere ve aşka olan güvenini yitirmiş, genç yaşına rağmen ruhen oldukça yıpranmıştır. Hayata olan bağları da zayıftır. İnsanları sevemez. Almanya'da bir resim sergisinde tesadüfen tanıştığı. Raif'e de başta böyle yaklaşır ancak Raif'in karakterini tutkusunu gördükçe aşka yeniden inanmaya başlar. Kitap Hakkında Yorum Kesinlikle okunması gereken bir aşk romanı. İnsanı duygusal yönden besleyen, önyargılarımızla hareket etmemizi gösteren bu roman bana çok şey kattı. Ana sayfa Eserler Kürk Mantolu Madonna Sabahattin Ali Kitap Özeti Sabahattin Ali’nin yazdığı ve Türk Edebiyatı’nın en öne çıkan kitaplarından olan Kürk Mantolu Madonna’nın kitap özetini hazırladık. Kitap hem eski günlere gitmenizi sağlarken hem de eşsiz bir aşk öyküsüne sahne olmaktadır. Kürk Mantolu Madonna Özeti İşten ayrılması gereken Rasim zor günler geçirirken arkadaşı Hamdi’den yardım ister. Hamdi müdürlük yaptığı şirkette Rasim’e de iş verir. Rasim’in çalışmalar arkadaşlarından biri de Raif Efendi’dir. Raif Efendi içine kapanık, melankolik bir yapıdadır. İşleri biter bitmez çekmesindeki kitaplara sarılmaktadır. Bir gün Raif Efendi işe gelmez ve Rasim evine gider. Evde sevgisizlik ve çaresizlik içindeki Raif Efendi’yi görür. Rasim’e çekmesindeki her şeyi alıp getirmesini, kara kaplı defteri de yakmasını söyler. Rasim bu defteri yakmaz ve okumaya başlar, kitap da notlar üzerinden devam eder. Raif Efendi gençliğinde Almanya’ya gitmiş ve sabun fabrikasında çalışmaktadır. Sıkıcı hayatının arasında şehrin parklarını ve sanat galerilerini gezmektedir. Raif Efendi bir gün galeride Kürk Mantolu Madonna yazan bir tablo görür. Tabloyu izlerken bir kadınla sohbet eder ve çok etkilenir. Ertesi gün o kadını Atlantis adındaki bir barda keman çalıp söylerken izler. Masasına gelen kadın Maria Puder’dir. Birbirlerine aşık olan çift için her şey çok güzel giderken bir gün Raif Efendi’ye Türkiye’den telgraf gelir. Babası ölmüş ve şirketin başına geçecektir. İşleri yoluna koyup Maria’yı da yanına aldıracağını söyleyerek gider. Bir süre sonra mektuplaşmalar kesilir. On yıl sonra Raif Efendi sokakta Frau van Tiedemann ve bir kızla karşılaşır. Kendisi Almanya’daki kaldığı motelin sahibidir. Maria’yı sorduğunda, Maria’nın hamile olduğunu ve Raif Efendi’ye söylemediğini söyler. Doğum esnasında ölmüştür, yanındaki kız da Maria’nın yani Raif Efendi’nin kızıdır. Tiedemann kızı da alarak Bağdat’a doğru giden bir trene biner. Edebiyat Kategorisinde Son Yazılar Terliklerim… Evet, geçen gün evde terliklerimle otururken bayağı sohbetler ediyorduk. Konuşma sırasında bu yıl kışın geç Paragraf kelimesinin Fransızca kökenli bir kelime olduğuna dair bilgiler mevcut. Ancak bazı kaynaklarda, paragrafın sözlük anlamından Vincent Van Gogh, 1853-1890 yılları arasında yaşantısını sürdürmüş, acılı bir hayat içerisinde geride muhteşem resimler bırakmış Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur adlı derinlikli romanı 1949 yılında kitaplaştırıldı. Daha öncesinde, 22 Şubat 1948-2 Haziran Oğuz Atay; Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Oyunlarla Yaşayanlar olmak üzere çok özel kitapların yazarıdır. Genç yaşında bu

kürk mantolu madonna detaylı özet